2003 mahcup etti

A -
A +

2003, ekonomik açıdan 'normal(!)' bir yıl değildi. İstikrarsızlığın istikrarını yakalamış, istikrarsızlığı bir hayat tarzı olarak benimsemiş bir ülke için, böyle bir yılı 'anormal' diye yaftalamak daha doğru olur. Yıllardır ilk defa 'iyimserler' kazandı. Kötümserler, her zamanki gibi, bıyık altından gülerek "Biz demiştik zaten!" diyemediler. Kötümserlerin şutları direkten döndü. Ekonomiyi değerlendiren zevat ve özellikle de iktisatçılar, yanlarında daima 'siyah', 'gri' ve 'pembe' olmak üzere üç tane gözlük taşırlar. Gözlüklerin farkı tonları olabileceğini de göz ardı etmemek gerekir. Ne var ki, gözlük sayısının artması, iktisatçıya itibar getirmiyor. İktisat bilimi için, "kasvetli, kötümser bilim" (dismal-science) denilmiştir. Kötümserliğe yaslanmak her zaman daha kolaydır. Kasvetin hamasetle paketlenmesi genellikle prim yapar. Tahminlerinin gerçekleşmemesi halinde kötümserler çok fazla hırpalanmazlar, ama aynı duruma iyimserler düşerlerse, acımasızca eleştirilirler. Önemli olan, iyimserliğin ve kötümserliğin nereye dayandırıldığıdır. Temelsiz ve kuru sıkı bir kötümserlik kadar, dozu kaçmış ve balon oluşturan bir iyimserlik de arzu edilmez. Krizler morartıyor Güney Doğu Asya Krizi, Rusya Krizi de birçok ünlü ekonomisti morarttı. Nobel Ödülü de alan iki ünlü iktisatçı, Robert C. Merton ve Myron S. Scholes tarafından yönetilen bir ünlü fon LTCM (Long Term Capital Management) battı. Bir tanesi Harvard Business School'da diğeri Standford'da öğretim üyeliği yapan hocalar, uluslararası likiditenin yönünü kestiremediklerini itiraf ettiler. Her ikisi de çok değerli birçok çalışmaya imza atan finansal ekonomistler, özellikle finansal türevlere (financial derivatives) yönelik çalışmaları ile uluslararası düzeyde şöhrete ulaşmışlardı. Onlar da, usta futbolcular gibi, bazen ıskalayabiliyor. Dün, bugün ve yarın üçgeni Sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ortamda, uluslararası para ve sermaye piyasalarının dalgalanmalarını ve reel ekonomiye yansımalarını analiz etmek, geleceğe yönelik öngörülerde bulunmak kolay değil. Dolayısıyla iktisatçılar için yapılan şu tanım geçerliliği koruyor: İktisatçı demek, 'dün' tahmin ettiğinin 'bugün' niye gerçekleşmediğini 'yarın' çok güzel anlatan adam demektir. Kobay kullanamıyoruz 'Dün', 'bugün' ve 'yarın' üçgeninde, çözüm ve tahmin üretmek zorunda kalan ekonomistler, gerçekten zor durumda. İktisat biliminin laboratuvarı yok. Deney tüpleri kullanarak enflasyon, deflasyon ya da stagflasyon üretemiyoruz. Belli şartları kontrol altında tutarak deney yapamıyoruz, deneyleri tekrarlayamıyoruz, steril bir ortamda çalışamıyoruz, kobay kullanamıyoruz. (Sadece IMF, bazı ülkeleri kobay olarak istihdam ediyor.) Oluşturduğumuz modelleri ve hipotezleri test etmek için belli teknikleri uyguluyoruz. Gözlemlerimizi matematiksel kalıplara döküp, istatistiksel yöntemlerle test ediyoruz. Model yapmak kesintisiz ve dinamik bir süreç. Bir ekonometrisyenin isabetle vurguladığı gibi, "Modeller inanmak için değil, kullanmak içindir." Lütfen Dikkat! Joan Robinson, kendi mesleğine yönelik olarak bakın ne demiş: "İktisat ilmi, bir yanı itibariyle bilimsel bir araştırma metodu, diğer taraftan çağın egemen ideolojisini yaymaya yarayan bir araçtır." Aynı iktisatçıya göre: "İktisat öğrenmenin amaçlarından biri de, iktisatçılar tarafından kandırılmaktan korunmaktır." Aman dikkatli olalım!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.