7.4 şiddetinde!

A -
A +

Şair, "Seninle de, sensiz de olmaz..." demiş. Biz de diyoruz ki: Rakamla da, rakamsız da olmaz! Ekonomi söz konusu olduğunda, her rakam, bir şeyleri açıklarken, bir şeyleri de gizler. Bazen gizlenen, açıklanandan daha önemlidir. Dolayısıyla, açıklanması gerekeni görmek, görüleni açıklamaktan daha gerçekçi bir yaklaşımdır. Rakam vardır, sevindirir; rakam vardır, üzer ve silkeler. 1994, 1999 ve 2001 yıllarında Ankara'dan gelen negatif büyüme rakamları, deprem sonrasında Kandilli Rasathanesi'nden gelen ürkütücü açıklamaları andırıyordu. Hafta başında, Mart ayına ilişkin enflasyon rakamları açıklandı; geçen hafta sonunda da 2005'in büyüme rakamlarıyla tanıştık. Tek rakamlı enflasyonla büyümek, bizim için tam bir fantezi idi, ama gerçekleşti. 2005'i özetleyen yüzde 7.4'lük büyümeyi nasıl değerlendirmeli? İsterseniz, şöyle bir şablon oluşturalım ve soralım: * Büyümenin bileşimi ve finansmanı, fiyat istikrarını tehdit ediyor mu? * Büyüme, cari işlem açıklarını finanse edilemez boyutlara taşıyor mu? * Büyüme, ekonomiyi uluslararası rekabet ortamından koparıyor mu? Lâfı uzatmadan, yukarıdaki soruların tamamına cevap olarak "Hayır!" diyebiliriz. Bunları niçin soruyoruz? Refleksler körelmesin.... "Yüksek iç talep" ve "dış kaynak" sağlandığı sürece, ekonominin, kronik enflasyona rağmen, "hormonlu" bir biçimde büyüyebildiğini, sonra da krize tosladığını, biliyoruz. Bu sebeple, daha önce de defalarca altını çizdiğimiz bazı reflekslerimiz, hemen göz kırpmaya başlıyor. Şöyle ki: * Büyüyelim, ama 'enflasyon' kuyruğu dikmesin * Büyüyelim, ama 'borç dinamikleri' bozulmasın * Büyüyelim, ama 'cari işlemler açığı' sarsıntısız bir biçimde finanse edilebilir boyutlarda kalsın; saatli bombaya dönüşerek elimizde patlamasın. Ne diyebiliriz? Reflekslerimize saygı duyuyoruz. Popülizm hortlamasın! 2003, 2004 ve 2005'te büyümenin istihdam artışı sağladığını, fakat işsizlik problemini buharlaştıran bir "sihirli değnek" olmadığını biliyoruz. Büyüyen bir ekonomide, küçülen ve daralan sektörler olabiliyor. Büyümenin nimetleri, eşit bir biçimde paylaşılmadığı gibi, küçülmenin külfetleri de eşit bir tarzda dağılmıyor. Büyüme ile birlikte "gizli işsizler," "açık işsiz" olabilirken, üretim teknolojilerinde ortaya çıkan radikal değişiklikler, istihdam kayıplarına yol açabiliyor. *** İstihdam artışı sağlamak adına, popülizmi hortlatmak, marifet değildir. Verimlilik ve dış rekabet kaygısı olmaksızın, istihdam artışı sağlayabilmek mümkün mü? Boşuna heveslenmeyelim ve heveslendirmeyelim. Fiyat istikrarı hedefini göz ardı ederek büyüme ve istihdam sağlamayı hedefleyen para ve maliye politikalarına dönemeyiz. Tüm umut tacirlerinin dikkatine arz olunur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.