Abesle iştigal!

A -
A +

İstikrarı sevmiyoruz. Buram buram şark kurnazlığı kokan, bir sızlanma biçimimiz var. Her zamanki gibi, "Ülke, son derece kritik bir dönemden geçiyor!" Siz, bu ülkenin normal bir dönemden geçtiğini hatırlıyor musunuz? Bendeniz, hatırlamıyorum. Teşhis belli: Ülke kuşatıldı! Son kale, düşmek üzere... Çözüm: Erken seçim... Seçim olmazsa ne olur? -Taş düşebilir, ayı çıkabilir! Demokrasinin şanzımanı dağılabilir. *** Erken seçimi seslendiren bir kısım zevatın siyasi kaygılarını ve hedeflerini anlıyorum, son derece normal karşılıyorum. Ne var ki, siyaset dışı çözümleri olgunlaştırmak isteyenleri bir türlü anlayamıyorum. Ne diyelim? Yıllarca "korku" ile yatılan, "kâbus" ile kalkılan, jeostratejik ve jeopolitik sıfatlarla tanımlanan bir ülkede, her şey olabilir. Kritik bir dönem! 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan olduğu yıllarda, "sisli ve puslu" gündemleri, "abesle iştigal" olarak nitelerdi. 2006 ve 2007 "abesle iştigal" bakımından bir hayli yoğun geçeceğe benziyor. Erken seçim, neyi nasıl çözecek? Normal seçimin suyu mu çıktı? Erken seçim fanatikleri, seçimin sonucunu torbada keklik zannediyor. Kasım 2002 seçiminde de, aynı hava estirilmişti. Seçim isteyenler, ekonominin de erken seçimden olumlu etkileneceğini öne sürüyor. Erken seçim, ekonomiye ne getirir? İsterseniz, yakın geçmişe şöyle bir bakalım: Türkiye'nin geçmiş yönetimlerinin istikrarlı büyümeye ilişkin sicilleri çok defolu. İş bitirici ve vizyon sahibi iktidarlar, ülkeyi bir dizi finansal ve ekonomik krizle tanıştırmış. Belimizi büken yatırımsızlık, yoksulluk ve işsizlik, ödenmesi gereken bir bedel; aynı zamanda, geçmişten devredilen bir miras. Neyi, nasıl çözecek? Erken seçim için yanıp tutuşanlara soralım: * IMF destekli istikrar programından çıkacak mısınız? Halen devam eden yapısal reformlar hakkında ne düşünüyorsunuz? * Global düzen içinde stratejik olmak, hiçbir ülkeye kendi rolünü seçme özgürlüğü vermiyor. Bulunduğunuz coğrafyada, kendi yağınızla kavrulamıyorsunuz, sizi kendi yağınızla baş başa bırakmıyorlar. AB ve ABD ile ilişkiler konusunda, nasıl bir vizyonunuz var? * 2006 ve 2007 itibariyle, ülkeye girmeyi planlayan direkt yabancı sermayeye, nasıl bir ufuk sunacaksınız? * Verimlilik ve dış rekabet kaygısı olmaksızın, istihdam artışı sağlayabilmek mümkün mü? İstihdam üretmek adına, popülizmi hortlatmayı düşünüyor musunuz? Kulağa hoş gelen "emekten yana politikalar" uygulanabilecek mi? * Dalgalı kur devam edecek mi? Cari açığımızı finanse edenleri ürkütüp kaçırmak konusunda orijinal projeleriniz ne âlemde? * Temsilde adalet ve yönetimde istikrar nasıl sağlanacak? Erken seçim sonrası meşruiyet tartışmalarını püskürtmek adına neler hazırladınız? *** Erken seçim için, yeterince "siyasi irade" kararınca "toplumsal destek" gerekiyor. Şimdilik, her ikisinden de yoksunuz. Bu ülke, erken seçimleri çok gördü, gölge etmeyin de, bir kere de "normal seçim" ile şereflenelim. Sakin olalım, hırçınlaşmayalım. Merak etmeyin, tabularımızdan başka kaybedeceğimiz bir şey yok!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.