Ago Paşa

A -
A +

Papağan fıkralarını çok severim. Bir tanesi var ki, dost meclislerinde birçok defa anlatmışımdır. Sizinle de paylaşmak isterim. Sovyetler Birliği'nde Stalin dönemi, KGB'ye bir dilekçe gelir. Dilekçede şunlar yazılıdır. "Papağanımı kaybettim. Papağanımın siyasi görüşlerine ve küfürlerine katılmıyorum. İmza: Yoldaş İvan" Troçki, Stalin için, "Bıyığı, beyninden daha büyüktür!" dermiş. Troçki'ye hak vermek gerekiyor, çünkü Stalin'in iktidarda olduğu yıllarda, gazetelerde, Sovyetler Birliği'nin 2020 yılına ait seçim sonuçlarının çalındığına ilişkin bir haber çıkmış. Demokratik ülkelerde, insanlar papağanlarının görüşlerini paylaşabiliyor. Daha doğrusu, papağanlar, resmi yalanları ezberlemekten kurtuluyor. Saddam'ın devrilmesinden sonra, Irak'ta birçok papağan özgürlüğe kavuşacağını zannetmiş, ama orada da insanlar papağanlarının politik görüşlerine katılmakta hâlâ güçlük çekiyorlarmış. Papağanın çilesi bitecek mi? Refik Halit Karay'ın Ago Paşa, isimli hikâyesi, politize olmuş bir papağanın başına gelenlere değinir. Ago Paşa, boğaz tokluğuna slogan atan zavallı bir papağandır. Önce bir İttihatçı'ya, daha sonra başka birine satıldığında neler çektiğini bakın nasıl anlatır: Yaşasın İttihad ve Terakki! diye gırtlağımı yırtarcasına haykırırken, odaya efendim pür-telaş girdi: - "Susturun şu kuşu, şu mel'un kuşu, beni öldürtecek, evimi yağma ettirecek!" diye bağırdı. Hemen koştular, kafesimi balkondan aldılar, en alt kata indirdiler, üzerime de demir kapıyı kapadılar. Zifiri bir karanlık. Acaba ne olmuştu, ne yapmıştım; suçum, günahım neydi, bilmiyordum. Sonra anladım ki, "Yaşasın hürriyet!" modası geçmişti. Yaşasın..! der demez, kuşbazım koştu: "Sus bre münasebetsiz kuş! Beni mürteci diye astıracak mısın? Çeneni tut, yoksa gaganı koparırım!" diye üzerime yürüdü. Derhal sustum, içimden, "Bu ne kararsızlık, ne döneklik, devamlı dil değiştirip duruyoruz" diyordum; bir takdir, bir tekdir göre göre anamdan emdiğim süt burnumdan geldi! Ago Paşa, İttihat ve Terakki Fırkası'nın fantezilerine bir türlü uyum sağlayamaz, hayatı tam bir işkenceye dönüşür. Ülkedeki güç ve çete dengesi değiştikçe, Ago Paşa'nın sloganları da değişir. Ago Paşa, değişime ayak uydurmakta çok zorlanır; bazen jakoben, bazen liboş, bazen de mürteci takılır. Ago Paşa, yeri geldiğinde Fransız İhtilali'nin mirası olan "Hürriyet, Müsavat, Uhuvvet" (Liberte - Egalite - Fraternite) gibi sloganları da becerir. Ago Paşa, fındık fıstık getiren her türlü cümleyi tekrarlar. Yalnız küçük bir problem vardır, bu gün itibar ve yem getiren slogan, bir süre sonra sopa, hakaret ve açlık getirir. *** Peki şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım; söyleyin bakalım: -Siz, papağanınızın görüşlerinin tümüne katılıyor musunuz? Bendeniz, tamamına katılıyorum, efendim. Siz siz olun, papağanınızdan farklı düşünmeyin! Kopenhag Kriterleri, papağanları da düşünüyor. Şu Avrupa Birliği'ne girelim de Ago Paşa da, sahibi de rahat etsin. Ne dersiniz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.