Sürpriz olmadı. Muhalefet tekledi, AK Parti üçledi. 1950'den bu yana, sandığın mesajı son derece açık: -Korku salarak istikrarı bozabiliyorsunuz, ama sandıktan çıkamıyorsunuz. İktidar, korkudan değil, umuttan çıkıyor. İsterseniz, yakın geçmişe şöyle bir göz atalım. Kasım 2002'de ne olmuştu? Birilerinin hasretle beklediği sosyal patlama, sandıkta gerçekleşmiş ve AK Parti iktidara ilk adımını atmıştı. Daha sonra.. -Cumhurbaşkanlığı seçiminden 367 çıktı, 367'den seçim çıktı. - AK Parti, 2007'de ikinci defa ipi göğüsledi. -12 Haziran 2011 seçimlerinde, yine birinci parti oldu. *** Peki şimdi ne olacak? -Anlaşıldığı kadarıyla, seçimden önce AK Parti ve diğerleri (CHP, MHP, BDP) biçiminde oluşan tablo, giderek daha da kemikleşecek. -Anayasa tartışmaları, demokratik açılım ve Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin muhtemel gerginlikler, siyasetin sıcak gündemini belirleyecek. Hatırlatmak gerekirse.. 1982 Anayasası ile topluma giydirilen deli gömleği, Kasım 2002 seçimlerinde sandığa gömülen ve hâlâ çıkamayanları, hiç ama hiç ilgilendirmemişti. Şimdi de ilgilendirmiyor. Siyaset, "alternatif politikalar" ekseninde değil, "demokrasi-otoriter rejim" ekseninde ayrışıyor. "Hukuk, güçlünün iradesidir!" diyebilen ve "infazdan sonra hüküm yazan" bir gelenekten arınmak, kolay olmuyor. Dolayısıyla, demokrasi sık sık hava yapıyor. Anneler, bebeklerinin gazını çıkarırken fazla zorlanmıyor, fakat demokrasi hava yaptığında ülke karışıyor. *** Defalarca yazdık. Birtakım sınır ötesi kaşıntılar, bize gelince "zınk" diye durmuyor. Yapılması gerekenleri, başkalarına ihale edemiyoruz. Gelinen noktada, "yap-işlet-devret" modeli çalışmıyor. İçeriyi düzeltmek bize düşüyor. Dileyelim ki.. Seçim, istikrar ve huzur getirsin. Ülkemiz, vesayet rejiminin karanlığından kurtularak aydınlansın! Bayılana limon! Ciddiyetle ele alınması gereken bir konu var. -Sürekli kaybedenler ya da müzmin mağluplar ne yapmalı? Nasıl gevşemeli? Bakınız, Mehmet Barlas ne diyor: Siyasetin yoğun biçimde yaşandığı bir aileden geliyorum. Babam Cemil Sait Barlas, CHP adayı olarak girdiği 1950 sonrası tüm seçimlerde kaybetmişti. 1952 ara seçimlerinde Denizli'de bir kaza geçirdi, eve kolu kırık döndü. Evde hepimiz seçim kaybedilmesine alışmıştık. Oylama bitip sayımlar başlayınca, annem babama sakinleştirici bir hap verirdi. Böylece yenilgi haberi gülümseyerek karşılanırdı. En önemlisi de seçim yenilgisi aile yaşamına huzursuzluk ve mutsuzluk biçiminde yansıtılmazdı. *** Uzun lâfın kısası.. - Müsekkine devam! Seçmene selam...