Terazi ile oynayarak, göbeğinizi inceltebilir misiniz, kilonuzu azaltabilir misiniz? -Hayır! Aynayı temizleyerek, parlatarak, yüzünüzü güzelleştirebilir misiniz? -Hayır! Masal kahramanı Pamuk Prenses'in kıskançlıklarıyla ünlü üvey kız kardeşleri de "Ayna, ayna söyle bana! Benden güzeli var mı, bu dünyada!" diyerek, kim bilir, kaç tane ayna parçaladılar, ama sonuç değişmedi. *** Para politikası da, bazı fonksiyonları itibariyle aynaya ya da teraziye benzetilebilir. Son günlerde birtakım zevat, para politikasını birbirinden enteresan hedeflerle teçhiz etmeye başladı. Hemen belirtelim ki, sadece para ve kur ile oynayarak birtakım problemleri çözemezsiniz. Ne var ki, aynanın doğru dürüst göstermesini, terazinin ise saptırmadan tartmasını beklemek hakkınızdır. Fizik hocaları, kaldıraçları anlatırken, Arşimed tarafından tasavvur edilen, dünyayı yerinden oynatabilecek bir muhayyel maniveladan, daha doğrusu bir fanteziden bahsederlerdi. Rivayete göre, Arşimed, "Bana bir dayanak gösterin, tüm dünyayı yerinden oynatayım!" demiş. Para politikasını böyle bir manivelaya benzetmek, olağanüstü güçler vehmetmek tam bir aymazlık ve saçmalık değilse, nedir? Sihirli çözüm yok! Para politikası, reel kesimin dertlerine sihirli çözümler sunan bir alet değildir. Para politikası ile her şeyi daha kötü yapabilirsiniz, ama tüm ekonomik problemleri çözemezsiniz. Merkez Bankası (MB) Başkanı'nın yakasına yapışarak, üretimi ve ihracatı artırmak, cari açığı azaltmak, istihdam sağlamak, gelir dağılımını düzeltmek mümkün mü? Makro düzeyde bakıldığında, özel kesimin gerçekleştirdiği tasarruf fazlası, hem yatırım yapmaya, hem vergi vermeye, hem de iç borçlanma yoluyla Hazine'yi finanse etmeye yetecek kadar büyük değil. Dolayısıyla, dış âlemin tasarruflarını kullanıyoruz, yani cari açık veriyoruz. Cari açığı finanse etmek bakımından, sınırsız bir kredimiz yok elbette. Cari açığı kapatabilmek için, küresel ölçekte rekabet edebilmek gerekiyor. Sadece para ve kur ile oynayarak, uluslararası alanda rekabet edilebilir mi? Tehlike nerede? En büyük tehlike, parayı popülizmin emrine vererek, politize etmektir. Paranın politizasyonu, fiyat istikrarını delerek, enflasyonu bir hayat tarzına dönüştürür. Enflasyon, ekonomik büyümenin "katlanılması gereken bir bedeli" olarak takdim edilir. Zaten ondan sonra da, olanlar olur. Vaktiyle, MB'nin para politikasını kamu açıklarının finansmanı belirliyordu. Dolayısıyla, uygulanan para politikası, bir bakıma maliye politikasının baskısı altında oluşuyordu. MB'nin, kamu açıklarının doğurduğu enflasyonist baskıyı tescil etmekten başka bir alternatifi yoktu. MB'nin Hazine'ye açtığı kısa vadeli avans ve görev zararlarıyla çökertilen kamu bankaları, popülizmin finansmanına odaklanan diğer temel yapılanmaları oluşturuyordu. Mali disiplin olmadıkça, kamu borçlanması sürdürülebilir bir çerçeveye oturtulmadıkça, para politikası ve fiyat istikrarına yönelik çabaların başarılı olma şansı yoktur. İstikrarı delmeden... Bizim gibi ülkeler açısından kritik olan, ne pahasına olursa olsun büyümek ve krize toslamak değil, istikrarı delmeden büyümektir. Özetle, "büyümenin finansmanı ve bileşimi", yani "kimyası" çok önemlidir. Büyümenin kimyasını, küreselleşmenin gereklerini dikkate almadan, yeniden yapılandırmak mümkün değildir. *** Ulusal ve uluslararası tecrübe anlamak isteyenlere şunu söylüyor: Fiyat istikrarı hedefini göz ardı ederek "büyüme ve istihdam" sağlamayı hedefleyen para ve maliye politikaları, ileride yeşermesi kesin olan krizlerin tohumunu ektikleri için, nihai olarak, kendi hedeflerini dinamitleyen "miyop" politikalardır. Hasıl-ı kelâm: Aynayı ve teraziyi rahat bırakalım!