Duydunuz mu? Finansal kapitalizmi kurtaracak bir "adam" aranıyormuş.. (Feministlerin kulağı çınlasın!) Bakalım bulabilecekler mi? *** Aslında, olup biten son derece normaldir. Kriz, geçmişin doğrularının iflas ettiği, bol miktarda hezeyanın savrulduğu bir ortamdır. İktisatçıları ve politikacıları, hikmet yumurtlayan bir "şarlatan" ya da ekonomiyi sihirli değnekle iyileştirebilen bir "sihirbaz" olarak takdim etmenin, kitlelere narkoz vermenin dışında, hiçbir yararı yoktur. Tarihe bakıldığında, kapitalizmin, krizlerle iç içe yaşayan, sık sık hastalanan bir organizma olduğu anlaşılır. Çağdaş kapitalizm, bünyesinde bir dizi kamusal müdahale barındıran ve "piyasa, şirket, devlet" ekseninde, küresel ölçekte politika üretmeye çalışan bir sistemdir. *** Küresel finansal kriz, sebepleri, kapsamı ve tahribatı itibariyle çok tafralı bir illet. Kapitalizmin hastalıkları denildiğinde, ilk akla gelen şunlardır: -Enflasyon, deflasyon, işsizlik, resesyon, depresyon, stagflasyon... Gelir ve kaynak dağılımında ortaya çıkan çarpıklıklar da zaman zaman gündeme oturur. Söz konusu sıkıntılar, konjonktürel ya da yapısal olabilir. Hastalıklar bellidir, fakat reçeteler muhteliftir. Kabul etmek gerekir ki, dünyanın her yerinde, insanların büyük bir bölümü, krizleri bir "mühendislik hatası" gibi algılar. Eğer öyle olsaydı, işleri yoluna sokmak çok daha kolay olurdu. Daha önce de yazmıştık. Birbirine tamamen zıt fikirlerin, farklı yıllarda Nobel Ödülü alabildiği bir tek bilim dalı vardır; o da iktisat bilimidir. Burada bir gariplik yoktur. İktisadi problemlerin mahiyeti gereği, vaziyet böyledir. Unutmayalım ki, II. Dünya Savaşının (II. Paylaşım Savaşının!) sonunda yeniden yapılanan kapitalist dünyayı, iktisatçıların entelektüel kapasiteleri arasındaki farklar oluşturmadı, politik güç dengesi belirledi. Hâlâ da belirlemeye devam etmiyor mu? *** Yazının başına dönecek olursak.. Hiç şüpheniz olmasın. Aranan "âkil adam ya da adamlar" bulunur. Bunlar, her zamanki "mükemmel" fakat "imkansız" çözümleriyle bizleri oyalar. Sonra mı? Sonrası şu: Egemen düzen, meşruiyetini tahkim ederek yoluna devam eder. Neden mi? Kusura bakmayın, kapitalizmin nesnel yasaları böyle söylüyor. Yersen!