Merkez Bankası, ringde eli kolu bağlanmış boksöre benziyor. Gelen vuruyor, giden vuruyor. O da sesini çıkarmıyor. Ama, mutlaka içi kan ağlıyor." Şubat 2001 krizinden önce Merkez Bankası'nı (MB) böyle anlatıyorduk. Nitekim, dönemin MB Başkanı Gazi Erçel, spekülatif ataktan kaynaklanan kroşelere fazla dayanamamış, istifasını vermiş ve "gazi" olmuştu. Bazı iktisatçılarımıza ve ekonomiden sorumlu bürokratlarımıza göre, 1999 yılı sonunda uygulamaya konulan döviz kuru çıpası, Merkez Bankası'nın bir kolunu bağlamıştı. Halen uygulanmakta olan dalgalı kur rejiminde, her iki kol serbest. Önceki programda, bir kolun bağlı, şimdi her iki kolun serbest olduğu doğru. Ne var ki, bu değerlendirmede gözden kaçırılan bazı nüanslar var. Kritik olan husus, sadece kolun ne kadar serbest olduğu değil; kolun serbest olmasının yanı sıra, * kolunuzun ne kadar kuvvetli olduğu, yani yumruğunuzun şiddeti, * üzerinde yumruk attığınız zeminin ne kadar sağlam ve ne kadar kaygan olduğu da çok önemli, çok belirleyici. Kollar hareketli, zemin kaygan Özet olarak ifade etmek gerekirse, aşağıdaki kombinasyonlar türetilebilir: * kollar hareketli (müteharrik), zemin sabit * kollar hareketli, zemin kaygan * kollar sabit, zemin sabit * kollar sabit, zemin kaygan Burada "zemin" kavramıyla kastedilen, MB'nin kontrolünün dışında oluşan yurt içi ve yurt dışı şoklar ve diğer makro ekonomik gelişmelerdir. Bir şok gelişme olması ve beklentilerin kötüleşmesi durumunda, zeminin kaygan ve hareketli olduğunu söyleyebiliyoruz. Kolların hareketli olmasından kastedilen, MB'nin kendi araçlarını, belli amaçlara yönelik olarak etkin ve esnek bir biçimde kullanabilme iradesidir. Döviz piyasalarında iş gören "kurt" ve "hain" spekülatörler, kuru sabitleyen ya da kurdaki artışı sabitleyen yüksek kronik enflasyonlu ülkeleri çok severler. Hele bir de, bu ülkelerde cari işlem açıkları artıyor ise "saatli bomba" kurulmuş demektir. Vaktiyle, IMF eski Başkan Yardımcısı Stanley Fisher'e Şubat 2001 krizinden sonra bir akademik iktisatçı sormuştu: "Dalgalı kur sisteminde yeni bir kriz çıkarsa, 'para kurulu' ve 'kambiyo sınırlaması' alternatiflerinden hangisini önerirsiniz?" Cevap aynen şöyleydi: "Her ikisi de zehirdir!" Dalgalıya devam... Finansal sistemin büyük bir bölümünün problemli ve kırılgan banka sektörü tarafından temsil edildiği bir ülkede, kambiyo sistemini dalgalı kur rejiminin alternatifi olarak görmek ne ölçüde gerçekçidir? Sabit ve belli bir artışa sabitlenmiş döviz kuru sistemlerini çökerten ekonomik ortam ortadan kaldırılmadıkça, "dalgalı kur" rejimi de belirsizlik ve dolayısıyla problem üretmeye devam edecektir. Sabit ya da sabit kur benzeri ara rejimleri rezervleri eriterek ve/veya faizleri yükselterek savunabilmenin teknik ve politik bazı sınırları olduğunu birçok ülke yaşamış olduğu acı deneyimlerle öğrenmiş bulunuyor. Güney Doğu Asya krizinin sorumluları arasında dolara karşı artışı sabitlenmiş kur sistemlerinin payı olduğu gerçeği sık sık gündeme getirilmişti. *** Dolarda ortaya çıkan hareketlenmeden sonra, havada uçuşan bazı parlak fikirleri işitince bunları hatırladık. Ne demişler; vur, fakat dinle!