Anadolu'da "Avcılar Kulübü" diye bilinen bazı mekanlar var. Buralara girdiğinizde, gözlerinizi yaşartan, genzinizi yakan sigara dumanından sıyrılıp duvarlara baktığınızda, sararmış ve kirli bir levha görüyorsunuz. Üzerinde, "Burada Yalana Müdahale Edilmez!" yazıyor. "Ayıyı izinden, kekliği gözünden!" vurabilen avcılarımız, kendilerine haksızlık ediyor. Aslında, o levhanın oradan alınıp palavra frekansının daha yüksek ve kesif olduğu başka yerlere asılması lâzım. Yalanları çok çeşitli kriterler kullanılarak sınıflandırmak mümkün. Mesela şöyle, "kamusal yalanlar-özel yalanlar", "ulusal yalanlar- uluslararası yalanlar", "medyatik yalanlar- akademik yalanlar", "erkek yalanları-kadın yalanları" "kuyruklu yalanlar-kuyruksuz yalanlar..." Hayal gücünüzün sınırlarını zorlayarak, yukarıdaki listeyi daha da genişletebilirsiniz. ABD eski başkanları ile ilgili şöyle bir kıyaslamadan söz edilir: Abraham Lincoln, yalan söylemeyi beceremezmiş; Richard Nixon, doğru söyleyemezmiş; Ronald Reagan, doğru ile yanlış arasındaki farkı bilmezmiş. Gerçekten yalan performansı bakımından tarihe geçen birçok şahsiyet var. Ne var ki, biz burada özel yalanlara değil, kamusal yalanlara değinmek istiyoruz. Kamusal ve resmi yalanlar Yalan, egemen sınıfların ideolojilerinin ayrılmaz ve olmazsa olmaz bir parçası. Egemen ideoloji, egemen sınıfın ya da sınıfların ideolojisi. En büyük yalan da, egemen ideolojinin, yani egemen sınıfların yalanı. Batı kapitalizmi, kullanmadık istismar etmedik hiçbir şey, ama hiçbir şey bırakmamış. "Kapitalist ülkelerde, yalan da dahil olmak üzere fiyatı olan her şey üretilir" sözü boşuna söylenmemiş. Sermaye her zaman yeni fikirler, yeni yalanlar bulabiliyor, ama fikirler sermaye bulamayabiliyor. Bir yalan düşünün ki, askeri, politik ve ekonomik bir güç tarafından üretiliyor ve enjekte ediliyor. Böyle bir yalan ve onun taşeronları ile baş edebilmek gerçekten çok güç. Çağımızda insanlar, bilgilendiklerini vehmettikleri bir ortamda, üretilen dezenformasyon okyanusunun cazibesine kapılarak onun içinde yüzmeye can atıyor ve fevkalade cahil kalabiliyor. Yazılı ve sözlü medya, her türlü dezenformasyona hizmet etmek için birbiriyle yarışıyor. Yalan imalatı küreselleşme ve medeniyetler çatışması gibi maskelerle hâlâ devam ettiriliyor. Küresel yalan, küresel aforoz Sömürge ülkelerde imal edilen ulusal yalanlar genellikle ithal girdi kullanmak suretiyle ve montaj teknolojisi ile hayata geçiriliyor. Sömürgeler, ulusal yalanları bakımından da dışa bağımlı. Antidemokratik ve otoriter ülkelerde ulusal yalan kesafeti daha yüksek. Böyle rejimlerde, kral çıplak demek yasak, kralı alkışlamak ise itibar ve güç getiriyor. Batı'da kilise merkezli yalanlardan burjuva merkezli yalanlara geçmek pek kolay olmamış. Küreselleşme kilisesi, sık sık aforoz ve engizisyon mekanizmasını çalıştırıyor. Kolonizatörlerin "sofistike" ve "rafine" yalanları son derece ikna edici bir tonlama ile söylemek konusunda çok mahir oldukları bilinir. Söz konusu zevat, konuşmalarını yapmak için sadece Birleşmiş Milletler teşkilatının görkemli salonlarına değil, "Avcılar Kulübü"ne de gidebilir. Doğrusu onlar için çok uygun bir platform olur. Atış serbest!