Bütçe demagojisi..

A -
A +

Haberleri dinliyorum. Ekrandan geçen alt yazı şöyle: "..2008 Malî Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda 4-14 Aralık 2007 tarihleri arasında görüşülecek.." Demek ki, hamaset yüklü bir beyanat kasırgasıyla bir kere daha sarsılacağız. Kimbilir kaçıncı defa, "Bütçe, IMF bütçesidir; faiz bütçesidir, borç bütçesidir! Bütçe'yi halk yapmıyor; IMF yapıyor" türünden "bayat ve kurnaz" bir eleştiri şablonu ile rahatlamaya çalışacağız. *** Doğrusu, çok merak ediyorum. Bütçeye, "Made in IMF" damgasını vuranlar, yıllarca göz kamaştıran parlak sicilimizi, nasıl oluyor da hatırlamıyor. Her şey bir yana, otuz beş senelik yüksek kronik enflasyon, bol miktarda kriz ve IMF ile imzalanan 19 tane Stand-by nasıl unutulur, anlamak mümkün değil. *** Daha önce de vurguladığımız gibi, "hababam ekonomisi" ya da "fiskal magandalık" ve kaçınılmaz olarak gelen yüksek enflasyon, bizi bol sıfırlı bütçelerle tanıştırdı. İş bitirici ve vizyon sahibi iktidarlar tarafından oluşturulan istikrarsız ortam, bütçeleri bir "borç yönetimi" enstrümanına indirgedi. Yıllarca böyle bir yozlaşmanın tadını çıkarttık. Yozlaşmadan beslenenler, politik alanda da güçlü olduğundan, bu kısır döngüyü kırabilecek irade bir türlü oluşmadı. Hiç kimse, beslendiği düzeni değiştirmek için gayret sarf etmedi; bindiği dalı kesmedi. Dolayısıyla, "hababam ekonomisi" bir hayat tarzına dönüştü. Şubat 2001'de, kısa vadeli spekülatif sermaye hareketlerinin gölgesinde (ve şantajı altında!), müflis bir kamu maliyesinin refakatinde, sığ bir mali sistem ve kronik enflasyon ile yürütülmeye çalışılan sermaye birikimi modeli çöktü. Makyaj döküldü, ama "hababam sınıfı" bu durumu bir türlü kabullenemedi. Nerede o eski bütçeler! Peki, ya şimdi.. 2001 yılında yapılan değişiklikle birlikte, Merkez Bankası, Hazine'ye "kısa vadeli avans" açamıyor. Yani? Yanisi şu: Hükümet, banknot matbaasına kumanda edemiyor. Hükümet'in sosyal güvenlik kuruluşlarının fonlarını çar çur etme imkanı yok. Sosyal güvenlikte, deniz bitmiş durumda. Geçmiş iktidarlar döneminde, neredeyse ikinci bir bütçe cesametine ulaşan "bütçe dışı fonlar" ya da "dipsiz kuyular" da kullanılamıyor. Hükümet, bizim yıllardır alışageldiğimiz popülist siyasetin alanını daraltan bir dizi yeni özerk kurul ile çalışmak zorunda. Öncelikler belli 2003 yılında, IMF'ye verilen bir Niyet Mektubu'nda yer alan şu ifadeler, hükümetin ne kadar talihsiz (!) olduğunu göstermiyor mu? "..Hükümet, kamu bankalarının ticari kararlarına müdahale etmekten kaçınmaya devam edecek. Ziraat ve Halk Bankası, kanunda belirtildiği üzere, bütçeye ödenek konmaksızın, herhangi bir sübvansiyonlu kredi uygulamasına gitmeyecektir.." Bilindiği gibi, koalisyon hükümetleri, vaktiyle kamu bankalarını paylaşırlarken çok çetin pazarlıklar yaparlardı. Şimdilerde işler değişti. Siyasi iktidarın, kamu bankalarının kredilerini, piyasa şartları dışında, 'görev zararı' adı altında kullanarak, bir taraftan bütçe dışı harcama yapma ve bütçe açığını gizleme, diğer taraftan popülizm yapma lüksü tarihe karıştı. *** Peki, 2008 Bütçesi ne getirecek? Bütçe'nin öncelikleri, sır değil. Nasıl mı? Aynen aşağıdaki gibi: * Mali disiplini devam ettirmek; fiyat istikrarına yönelik para politikalarının manevra alanını genişletmek * Kamu borç dinamiklerindeki iyileşmeye katkıda bulunabilecek bir "faiz dışı fazla" gerçekleştirmek, faiz giderlerinin bütçe üzerindeki baskısını hafifletmek * Kamu harcamalarının kalitesini, verimliliğini artırmak; performans odaklı bir yaklaşımı benimsemek ve uygulamak * "Saydamlık" ve "hesap verme sorumluluğu" diye bilinen iki önemli ilkeyi ihlal etmemek *** Bütçe ile ilgili teknik detaylara bir başka yazıda değinmek dileğiyle..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.