Haberiniz var mı? Sahte rakı, rakının sahtesinin sahtesiymiş! Şimdi de büyümenin sahtesi, hormonlusu gündeme geldi. Aklınıza gelebilecek her türlü alanda dedikodu üretebiliyoruz. Geçen hafta 2004 yılına ait büyüme rakamları, bu hafta başında da enflasyon rakamları açıklandı; dedikodusu hâlâ devam ediyor. İhaleye fesat karıştırıldığı gibi, büyümeye de fesat karıştırdık. Bir kısım zevata göre, büyüme sahte! Her nedense, hedefler tuttuğunda, rakamların yüzünü kızartıyoruz. "Büyümede dünya rekoru kırdık, Çin'i bile solladık!" gibi söylemler ne kadar hamaset kokuyorsa, "Bu büyüme tamamen hormonludur, sahtedir!" demek de o kadar hamasettir. İfrat ile tefrit arasında mekik dokumak, milli sporlarımızdandır. IMF destekli programı krize toslamadan bitirdik. Cari açık haricinde, enflasyon, büyüme, faiz dışı fazla gibi temel hedefleri tutturduk. 2004'ü yüksek büyüme, düşük enflasyon ile kapattık, ama muhaliflerin mutlaka bir şeyler söylemesi gerekiyor. Onlara yardımcı olmak bakımından şunları sıralayabiliriz. Diyebilirler ki: * Bu büyüme, hormonludur; balondur. * Büyüme, sürdürülebilir değildir; krizin tohumlarını eken bir büyümedir. * Büyüme, istihdam artışı getirmiyor, kayıt dışı istihdamı artırıyor, ülkeyi fakirleştiriyor, gelir dağılımını daha da bozuyor. * Sıcak paranın desteği ile, cari açığı tırmandırarak, düşük kurdan ithalatı pompalayarak büyümek marifet değildir. * İthalata dayalı büyüme, esnafı, tüccarı öldürmüştür. * Halkın alım gücünü düşürerek, kamu yatırımlarını daraltarak, enflasyonu düşürmek bir başarı olarak takdim edilemez. ... Ve daha neler, neler... Yüzde 9.9 büyüme her derde deva mı? 2004 büyüme rakamının ve bu rakamı oluşturan sektörel büyüme oranlarının, her türlü ekonomik problemi çözdüğünü söylemiyoruz. Büyümenin, milli gelir çorbasında emek gelirlerinin payını artırdığını, yoksulluğu buharlaştırdığını iddia etmiyoruz. Kötü emsal olmaz, ama %70 enflasyon ve zaman zaman %120 faizle büyümeye çalıştığımızı ve krize tosladığımızı ne çabuk unuttuk. Birileri, yüksek enflasyonun emek piyasasını olumlu etkilediğini söyleyecek, ama dilleri varmıyor. "Enflasyonun yüksek olduğu yıllarda, gelir dağılımı çok daha adildi, halkın alım gücü yüksekti, ülke zengindi!" diyebilir miyiz? İstihdamı artırmak için enflasyondan medet ummak çözüm değildir. Enflasyon geçici ve aldatıcı bir refah sağlar, ama yol açtığı hasar kalıcı ve gerçektir. Hiç şüphesiz, büyümenin bileşimi ve performansı değişebilir, bir dizi alternatif büyüme politikası formüle edilebilir. Büyümeyi, "hormonlu", enflasyon rakamını "uçuk" diye niteleyenlerden; * enflasyona yol açmayan, fiyat istikrarını tehdit etmeyen, * ekonomiyi "sıcak para" ile değil "soğuk para!" ile hormonsuz büyüten, * istihdamı artıran, büyümeyi cebe yansıtan, * cari işlem açığını tırmandırmayan, * borç dinamiklerini bozmayan, * ülkeyi IMF'ye muhtaç etmeyen, ayakları yere basan, bir alternatif program bekliyoruz. *** Stand-by imzalanmadan, alternatif programı kamuoyuna açıklayabilirlerse, memnun oluruz. Her zamanki "mükemmel" fakat "imkânsız" çözümlerden kaçınmaları dileğiyle, kolay gelsin diyoruz ... (Bu konuya devam edeceğiz.)