Tosun'un izniyle... Tarihe mal olmuş, bir duvar yazısından bahsetmek istiyorum. Stalin'li yıllarda, Sibirya'nın kereste fabrikalarının duvarlarında, "Çalış yoldaş, fabrika senin!" yazıyormuş. Kolektif mülkiyet düzeninde, yoldaşları gaza getirmek için, bula bula böyle bir ilkel slogan bulmuşlar. Yoldaş İvan, çalışmış çalışmasına, ama sonuç değişmemiş. Sizin anlayacağınız, "Çalış çalış, pantolondaki yama bir karış!" gibi bir durum ortaya çıkmış. Dış rekabete tamamen kapalı, verimlilik kaygısı olmayan, geri teknoloji şampiyonu bir dizi devlet işletmesi, tarihin çöp kutusuna atılmış. *** Neden mi?.. Sovyetler Birliği dağılmadan önce, tüm yoldaşlar, devrin resmi ideolojisi ile banyo yapmak zorundaydılar. Kolhozlarda buğday ekiliyor, fakat hasat yapılamıyordu. Yöneticiler, "Biz uzaya gittik, fakat diş macunu yapamadık!" diyordu. Bütün yoldaşlar eşitti; ama bazıları daha eşitti. George Orwel'in ünlü klasiği Hayvan Çiftliği'nde kurgulanan her şey gerçekleşti. Ekonominin "ağırlığı, bileşimi ve yapılanması" bir miras niteliğindeydi. İktidarlar, bu mirası birbirine devrettiler. Hiçbir iktidar, üzerinde oturduğu mirası reddetmedi. Daha doğru bir ifade ile, mirası reddetme yürekliliğinin doğuracağı siyasi maliyeti göze alamadı. Bütün bunlar, "tek renkli ve çok defolu" bir ideolojik zemin üzerinde yürütüldü. Kıssadan hisse... Gorbaçov, "Demokrasiye, hava gibi ihtiyacımız var. Gerçekler, Komünist Partisi'nin tekelinde değildir!" diyerek reform çağrısı yaptığında, teflon çizildi. Ne var ki, çöken eski düzene rağmen, yenisi doğmadı. *** 1990'larda, Moskova'daki elit çevrelerde anlatılan bir fıkra varmış. Fıkrayı, reformlar dolayısıyla hayal kırıklığına uğrayan, demokrat aydınlar uydurmuş. Batı basınından öğrendiğimiz kadarıyla, söz konusu fıkra, yeniden tedavüle girmiş. Nasıl mı? Tesadüf bu ya... Üç yıl önce köşemize aldığımız fıkra şöyleydi: -Köpeğin zincirini uzattılar, fakat kemiği daha uzağa fırlattılar. Bu, 'perestroyka' (yeniden yapılanma). -Böyle bir politikaya 'havlama' hakkı verdiler. Bu da 'glastnost' (açıklık). *** Temel'in dediği gibi.. Ha bu fıkra, "glastnost ve perestroyka" için kolları sıvayan ülkemize de bir ders olsun.