Sabahın erken saatleri.. Spiker, gazetelerin manşetlerini okuyor. Vaziyet her zamanki gibi. Bir kısım medyanın vatandaşa ilettiği mesaj, son derece net: -Sen cambaza bak, gerisini bize bırak! Ancak.. Cambaz bir tane değil. Cambazlar muhtelif. Şurası kesin. Millet olarak, cambaza ya da cambazlara bakmaktan iflahımız kesilse de, bu film, her zaman gişe yapıyor. Anlaşıldığı kadarıyla, "yaraları kaşımak" bize zevk veriyor. İşin kötüsü, bu illet, bir hayat tarzına dönüşmüş durumda. Bir türlü yakamızı bırakmıyor. Halimizi özetleyen Latince deyimler de var. Mesela.. - "Argumentum ad nauseam" yani "Kusturana kadar tartışmak.." bunlardan biri. Demek ki, hastalık, tarihin derinliklerinden geliyor. Kusturana kadar tartışmak ve didişmek, boşuna değil. Şehir efsanelerinin üretilmesi ve kitlelerin yönlendirilmesi, tam da böyle bir enstrümanla gerçekleştiriliyor. *** Netice itibariyle.. Yapay gündemle gerçek gündem farklılaştıkça, tuzaklarla dolu bir labirente kilitleniyoruz. "İlkesizlik ve belirsizlik" diyebileceğimiz o meş'um illet, ülkeyi kemirmeye devam ediyor. Ne mi oluyor? Ankara, gladyatörlerin kapıştığı, daha doğrusu, kapıştırıldığı bir arenayı andırıyor. Şunu biliyoruz. Bizim coğrafyamızda, bir dizi "meçhul ve meşkuk ideal" uğruna gladyatörlük yapmak, İttihat ve Terakki Fırkası'ndan miras kalmış. Oyuncuların, daha doğrusu, medyatörlerin ve gladyatörlerin görüş mesafesi, arena ve rakipleri ile sınırlı. Şablon bellidir: -İç ve dış tehdit sürekli canlı tutulur. -"Değişim ile statüko" arasında bir gerginlik yaşandığında, problem, statüko lehine çözümlenir. Böylece, sistemin sorgulanması önlenir. Bu tiyatroda size düşen nedir? -Önünüze konulan kırmızı şala kafa atmak, yeterlidir. -Şalı tutan eli ya da elleri araştırmak, kesinlikle yasaktır. *** Deprem uzmanlarının açıklamalarından esinlenerek diyebiliriz ki.. -Türkiye, bir kriz ülkesidir. Ne zaman, nerede ve nasıl bir kriz çıkacağını kestiremezsiniz. Hazırlıklı olmaktan başka bir çareniz yoktur. İlave edelim: -Paranoyak olmanız, takip edilmediğiniz anlamına gelmez. Rahat etmek mi istiyorsunuz? -Cambaza bakın! Merak etmeyin, birileri sizin adınıza düşünür ve gereğini yapar.