Panik standart, paranoya opsiyonel... Siyasi ortam gerginleşince, vatandaş sorar: -Abi, düğmeye bastılar mı? "Kâbus" ile yatılan "kriz" ile kalkılan bir ülkede, böyle bir refleks, son derece mazur ve masumdur. Ne mi oluyor? Olup biteni, şaşkınlıkla izliyoruz. Son durum şöyle: -Komplo+Kaset+Kurultay= Yeni CHP Anlaşıldığı kadarıyla, operasyon tamam; CHP'ye yeni bir misyon ve de vizyon biçildi.. -Peki, şimdi ne olacak? *** Daha önce de yazmıştık. Soğuk Savaş yıllarından kalma, son derece "fiyakalı ve kaprisli" bir mönümüz var. Bir çok siyasi parti gibi, CHP de bu mirası yıllarca sahiplendi. Zaman zaman farklı söylemler geliştirilse de, eylem hiç değişmedi. Esas itibariyle, 1982 Anayasası da bu mirası tahkim etmek için formüle edilmişti. 'Jeostratejik' tabaklarda, 'jeopolitik' salatalarla sunulan, "değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen" senaryo şöyleydi: - Bir tutam demokrasi -Bir tutam insan hakları -Bir tutam bireysel hak ve özgürlükler -Bir tutam piyasa ekonomisi -Maksimum vesayet ve minimum toplumsal destek *** Eğri oturalım, doğru konuşalım. Yukarıdaki mönüyü ısıtarak, "iktidar" olamazsınız, ama belli "stratejik mevzileri" pekala koruyabilir, sadece oralarda "muktedir" olabilirsiniz. Gerektiğinde, bir takım tabuların arkasına kurnazca gizlenerek, ülkeyi kilitleyebilirsiniz. CHP, yıllarca tam da bunu yaptı; aksini yapmak isteyenleri, bünyesinden attı. Özetle.. CHP'li elitler, halay çekmeyi bir türlü beceremediler; "La comparsita" eşliğinde tango yaptılar. Öteki Türkiye'ye yönelik herhangi bir proje üretmek şöyle dursun, o insanlarla diyalog kuramadılar, aynı dili konuşamadılar. Şimdilerde kritik soru şu: -CHP, böyle bir mirası reddederek halkın değerleriyle buluşabilecek mi? Bekleyelim ve görelim.. *** İsmail Cem, bir şiirinde sanki Sayın Kılıçdaroğlu'na sesleniyor: Filleri kuyruğundan çekerek Tepeleri aşırtmaktı görevim Günler bitti, filler tükenmedi Ben elimden geleni yaptım Gerisini siz tamamlayın..