Çok sıfırlı bütçeler

A -
A +

Efendim, her yıl olduğu gibi, bütçe maratonu başladı. 2004 Mali Yılı Bütçe Yasası Tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Atış serbest! Çeyrek asırlık fiskal magandalık ve kaçınılmaz olarak gelen yüksek enflasyon, bize çok sıfırlı bütçeler hediye etti. İş bitirici ve vizyon sahibi iktidarlar tarafından oluşturulan istikrarsız ortam, bütçeleri bir borç yönetimi enstrümanına indirgedi. 2004 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı da, tıpkı selefleri gibi, sıfır temelli (zero-based) bir bütçe değil. Kaçınılmaz olarak geçmişin, uygulanmakta olan IMF destekli istikrar programının ve özellikle de, borç yönetiminin izlerini taşıyor. Eleştiri şablonu değişmiyor Böyle bir miras, bize bir bütçe değerlendirme ve eleştiri şablonu benimsetti. Başta bizim akademik cemaat olmak üzere, bürokrasi, muhalefet ve medya son on yıldır, bu klasik eleştiri şablonunu kullandı, kullanmaya devam ediyor. Nasıl mı? Aynen şöyle: *Bu bütçe, bir borç ve faiz bütçesidir, transfer bütçesidir. *Bu bütçe, tefeci bütçesidir, rantiye bütçesidir. *Bu bütçede esnafa, memura, işçiye öğrenciye kaynak yoktur. *Bu bütçede yatırım yoktur. İş, aş yoktur. *Bu bütçede sağlığa, eğitime, alt yapıya kaynak yoktur. *Bu bütçe, vergi vermesi gereken kesimden borç, fakirden ise vergi almaktadır. *Bu bütçe, sadece faiz dışı bütçe hedefine kilitlenen, sosyal harcamaları gerileten, dolaylı vergilere yüklenen, gelir dağılımını daha da çarpık hale getiren bir bütçedir. *Bu bütçe IMF bütçesidir, yoksulluk bütçesidir. ....Ve daha neler neler. Kasvet, hamaset ve habaset Bendeniz bu şablondan bıktım, usandım, ama şunu da teslim edelim ki, böylesine bir kasvet ve hamaset, yıllarca ekonomiye enjekte edilen habasetten kaynaklanıyor. Özellikle son on yılın (1993-2003) bütçeleri, böylesi değerlendirmeleri haklı kılacak her türlü malzemeyi içlerinde barındırıyor. Yaşadığımız krizler, finansal ve ekonomik travmalar, bütçelerin harcama, gelir, borçlanma kalemlerinde tam anlamıyla ağırlıklarını hissettirerek, yukarıdaki değerlendirmelerin neredeyse birer klasik olmasına yol açtı. Yukarıda özetlediğimiz eleştiri şablonundan kurtulmak istiyorsak, enflasyonu ve faizleri tek haneli rakamlara indirerek, borç stokunu saatli bomba olmaktan çıkarmak zorundayız. Bunlar yapılamadığı takdirde, bütçedeki harcamaların ve vergilerin bileşimini değiştirmek mümkün olamaz. Şablonu tekrarlar dururuz. Bilindiği gibi Merkez Bankası, Hazineye kısa vadeli avans açamıyor. Diğer taraftan kamu bankalarını görev zararı maskesi ile ikinci bir hazine gibi kullanmak artık mümkün değil. Dolayısıyla, bütçeye 'faiz dışı fazla' hedefinden başka bir hedef verilemiyor. Biz, bu filmi gördük 'Faiz dışı fazla', kamu gelirlerini artırıcı düzenlemelerin yanı sıra, büyük ölçüde harcama kısıcı tedbirlere dayandırılıyor. Harcama kısıntılarının kaynağı, cari harcamaların önemli bir bölümünü oluşturan maaş, ücret ödemelerinde ve yatırım harcamalarında ortaya çıkan reel gerileme. 'Faiz dışı fazla' sağlamak amacıyla vergi gelirlerinde hedeflenen artışların büyük bir kısmı, dolaylı vergileri artırmak suretiyle sağlanıyor. "Biz, bu filmi gördük." diyorsunuz değil mi? Bir daha görmemek dileğiyle...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.