Dedem haklıymış!

A -
A +

Düştük yollara.. Önümüzdeki kamyonun arkasında, silinmeye yüz tutmuş bir yazı dikkatimi çekiyor. Heceleyerek okuyorum: -Suskunluğum cehaletimden değil, asaletimdendir Ah, diyorum.. Keşke, gerçekten çenemizi tutabilsek, öfkemize yenilmesek. Keskin sirke, küpüne zarar. Tam da böyle düşünürken, bize has bir klasik rezalet göz kırpıyor. Ne mi oluyor? Arkamızdaki hormonlu cip, tampona yapışmış, korna çalıyor. Ne demişler? -Bülbülü bir fiske ile de susturabilirsiniz, fakat sopaya davransanız da eşeği anırmaktan men edemezsiniz. (Tecrübe ile sabittir!) Vaziyet böyle.. Anlaşılacağı üzere, asaletimiz test ediliyor. Asalet ile cehalet arasında, sıkışmış durumdayız. Şoförlerimizin çoğu, bildiğiniz gibi: -Hırçın, huysuz, kompleksli, tafralı.. Aynı dalga boyunda mukabele edersek, ne yapmış oluruz? -Tüy dikmiş oluruz! Tüy dikmenin, son derece basit bir formülü var: -Münasebetsizlik+daha büyük bir münasebetsizlik=Tüy dikmek *** Ne var ki.. Sormak lâzım: Karayollarını kendi çiftliği zanneden, kendinin ve başkasının hayatını hiçe sayanlar, neyine güveniyor? Arabasının güvenlik donanımına mı yoksa ustalığına mı? Diyelim ki, kendinizi düşünmüyorsunuz. Peki, başkalarının hayatını tehlikeye atmaya hakkınız var mı? Rahmetli dedem, kendine ve başkalarına rahat vermeyenler için şöyle dermiş: - Bunlar, sabahtan öğleye kadar kendine, öğleden sonra kâinata düşmandır. Ne kadar esef verici ve yıpratıcı bir hayat tarzı, öyle değil mi? Dedem haklıymış. Etrafınıza şöyle bir bakınız; kendine ve çevresine huzur vermeyen bol miktarda parazit göreceksiniz. *** Tarihe geçen zalimler de var. Onlar çok farklı elbette. Atalarımız onlar için son noktayı koymuş: Ne kendi etti rahat, ne âleme verdi huzur, Yıkıldı gitti cihândan, dayansın ehl-i kubûr! *** Ramazan Bayramınızı tebrik eder, sıhhat ve afiyet dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.