"..... Bütçenin aleniliği meselesinin her şeyden evvel siyasi bir ehemmiyeti olduğu tabiîdir. Aleniyet olmayınca hakiki bir demokrasi olamaz.. Bundan dolayı, bir memleketteki bütçe aleniliği derecesinin memleketteki vatandaşların siyasi haklarının şümulünü kat'i surette gösteren bir müş'ir olduğu iddia edilebilir...." "..... Gerçekten demokrat devletlerde parlamentolara ait bulunan bütçe hakkı, faşist İtalya ve Nasyonal Sosyalist Almanya'da bulunmamakta idi. Oralarda bütçeyi hazırlayan, tespit eden ve tatbik ettiren hattâ- mesela Almanya'da kendi kendini ibra eyleyen ancak Hükümet idi....." (*) MF'ye verilen niyet mektuplarının çoğunda iki kritik kelime yer alıyor: "Şeffalık ya da saydamlık" (transparency) ve "Hesap verme sorumluluğu" (accountability) Kamu mali yönetimi söz konusu olduğunda, her iki kelime de çok önemli ve kapsamlı anlamlar yükleniyor. Onları birer basit katkı maddesi olarak nitelemek son derece yanlış. "Ölçemezsen kontrol edemezsin; kontrol edemezsen, yönetemezsin!" diye bilinen bir düstur var. Sadece özel kesim için değil, kamu kesimi için de aynen geçerli olan bu düstur, nedense bizim pek hoşumuza gitmiyor. Açıklıktan hoşlanmıyoruz, dumanlı havaya bayılıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda IMF tarafından tespit edilen birçok "fiskal hile" (fiscal trick) var. Sayıştay raporlarında yer alanlar özetle şöyle: Bütçeleştirilmeyen işlemlerin büyük bir bölümü, borçlanma ile ilişkili. Devlet borçlarının faizleri yerine ya da görev zararı borçlarına karşılık olarak, alacaklı kuruluşlara tahvil verildiğinde gider kaydı yapılmıyor. Dolayısıyla, net borçlanma hasılatı, bütçe açığından fazla oluyor. Kayıt dışı bütçe işlemleri, "mahsup borçlanma", "nakit dışı borçlanma" veya "yarı mali işlem" adı altında da karşımıza çıkıyor. İşte bütün bunlardan ve cürm-ü meşhut olmaktan kurtulmak için bir düzenleme yapılmış. 16 Nisan 1998'de IMF tarafından benimsenen "Mali Saydamlık İyi Uygulamalar Tüzüğü" (Code of Good Practices on Fiscal Transparency) üye ülkelere tanıtılmış. Tüzük, mali saydamlık için gerekli olan minimum standartları şöyle belirlemiş: * Rollerin ve sorumlulukların açık olması * Bilginin kamuya açık olması * Bütçe hazırlama, uygulama ve raporlama süreçlerinin açık olması * Ulusal denetim ve istatistik organlarının bağımsız olması Yukarıda yer alan minimum standartlara uyum sağlayabilmek amacıyla, hükümet, "Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu"nu çıkardı. Seçim öncesi koalisyon hükümeti tarafından çıkarılan, "4749 sayılı "Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun"da aynı amaca hizmet eden önemli bir yasal düzenleme olarak kabul edilebilir. Her iki yasal düzenleme, "saydamlık" ve "hesap verme sorumluluğu" diye bilinen iki önemli ilkenin ve bütçe disiplininin ihlal edilmesini önlemek için formüle edildi. Dileyelim, yasa amacına uygun şekilde uygulansın ve delinmesin. Delinirse ne mi olur? O zaman, yazımızın başında Fritz Neumark'tan yapmış olduğumuz alıntıyı, lütfen bir kere daha okuyunuz. ..... Okudunuz mu? Zahmetleriniz için teşekkürler... ..... (*) Fritz Neumark: "Maliyeye Dair Tetkikler" İktisat Fakültesi Neşriyatı, İstanbul 1950, s.254