Demokrasi açığı..

A -
A +

Tebrikler! Teflon çizildi. Formül basit: Ne kadar vesayet, o kadar rezalet. *** Cari açık ile dertlenirken, başımıza bir de "demokrasi açığı" çıktı. İsterseniz, kötümser bir bakış açısıyla, "Hiç kapanmadı ki ..." diyebilirsiniz. Finansal piyasalarda "açık pozisyon" taşıyarak para kazanabilir, zarar edebilirsiniz; ama "demokrasi açığı" taşınabilir bir açık değildir. Şöyle bir düşünelim: Yolsuzluk Endeksi, Beşeri Kalkınma Endeksi, Uluslararası Rekabet Gücü Endeksi gibi temel göstergeler bakımından yüzümüzü ağartan "parlak karnemiz(!)", demokrasi açığımızın yansıması değil mi? Türkiye, AB müktesebatını benimseme ve hazmetme konusunda, kötü bir imaj vermiyor mu? Demokrasi açığı vermek, bir dizi "naylon meşruiyet ve hassasiyet" gerektiriyor. Demokrasinin yozlaşması, sahte hassasiyetler adına, olması gereken hassasiyetlerin feda edilmesi anlamına geliyor. Birileri, demokrasi açığının azaltılmasına yönelik girişimleri, tehdit olarak algılıyor. Soğuk Savaş yıllarında, demokrasinin irtifa kaybetmesini gizlemek çok kolaydı. Demokrasi açığı ile seviyeli bir beraberliği sürdürebiliyorduk. Nasıl mı? Korku ile yatıp... Daha önce de yazmıştık: Soğuk Savaş'ın kasvetli ikliminde, 'jeostratejik' tabaklarda, 'jeopolitik' salatalarla sunduğumuz mönü şöyleydi: * Bir tutam demokrasi * Bir tutam insan hakları * Bir tutam bireysel hak ve özgürlükler *Bir tutam piyasa ekonomisi Şimdilerde, aynı mönüyü ısıtmak istiyoruz, ama hiç kimse bu yemeği yemek istemiyor. Ne var ki, müesses nizam, "Yersen!" diye dayatıyor. Felsefi tıkanıklık, tam da bu noktada başlıyor ve ülke kilitleniyor. Demokrasi açığı, kuvvetler ayrılığını zaaf olarak gören bir kurnazlığın yansımasıdır. Açık müzminleşirse, bunu kapatmak neredeyse imkânsız hale gelir. Demokrasi açığı ile malûl ülkelerde, "korku ile yatıp, kâbus ile kalkmak" ve "kırmızı şala kafa atmak" bir hayat tarzıdır. Unutmayalım ki, bu açığı, bizim adımıza başkaları kapatamıyor. Mesela Orta Doğu coğrafyasında, "pizza, hamburger ya da otel zinciri" tesis edebiliyorsunuz, ama "demokrasi zinciri" kuramıyorsunuz. Dolayısıyla, "oligarşi zinciri" ile idare ediyorsunuz. Açığımızı kapatabilecek miyiz? Kâbus ile kalkmak! Siyasetin ve demokrasinin kirlenmemesi, demokrasinin hava yapmaması için vazgeçilmemesi gerekenler bellidir: Açığı kapatmanın ön şartı, sandığa saygılı olmaktır; daha sonra da "hesap verme sorumluluğu" ve "saydamlık" diye bilinen iki ilkeyi hayata geçirmektir. *** Deprem uzmanlarından mülhem olarak diyebiliriz ki: Türkiye, bir kriz ülkesidir. Ne zaman, nerede ve nasıl bir kriz çıkacağını kestiremezsiniz. Hazırlıklı olmaktan başka bir çareniz yoktur. Şunu da ilave edelim: Paranoyak olmanız, takip edilmediğiniz anlamına gelmez!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.