Ne oluyor? Tarih, tekerrür ediyor. Sembol tokuşturmaya başladığımızda, işler karışıyor. Politikacılarımız uyarıyor: -Ülkeyi germeyin! -Toplumu germeyin... -Milleti germeyin! *** Peki, kim geriyor? Rivayet muhtelif.. Kim germiyor ki? Bir taraftan gerginlikten beslenirken, diğer taraftan "Germeyin be kardeşim!" demek, son derece bayat bir kurnazlık. Değişim talepleri ile statüko birbiriyle hesaplaşmaya başladığında, ortalık fena halde karışıyor. Hesaplaşmanın doğurduğu kaos ortamında, görüntü ile gerçek giderek farklılaşıyor. *** Şöyle bir düstur var: -Avam iyi anladığına değil, iyi işittiğine inanır; ona bağırmalı! Dolayısıyla, gürültü çıkararak, gerçekleri bastırmaya çalışıyoruz. Gerginlik, bir yönü itibariyle politik bir enstrüman. Sadece iç politikada değil, dış politikada da kullanılıyor. Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili ülkemizde, bir kaşıntı ortaya çıktığında vatandaş sorar: -Abi, düğmeye bastılar mı? Merak edersiniz: -Hangi düğme? Kim basıyor? -.......... Düğme muhabbetinin sürmesi, işlerin karıştığının tescilidir. Ülkemizde iç ve dış politika, gerginlikten nemalanır. Gerginlik, bir hayat tarzıdır. Ne var ki, gerginlik iyi yönetilmediği takdirde, şimdilerde olduğu gibi, geri tepen bir silaha, ayağınıza dolaşan bir prangaya dönüşüveriyor. "Elleme bozarsın!" ya da Rumeli şivesiyle "Bırkalama kırarsın!" diye bilinen bir başka düstur, hükmünü icra ediyor. (Bu hususu, icrada olanların dikkatine arz ediyoruz!) Benjamin ne diyor? Bendeniz böyle durumlarda, bilge eşek Benjamin'in sağduyusunu hatırlayarak gevşemeye çalışırım. George Orwell'ın ünlü klasiği, Hayvan Çiftliği'nden bir kıssa aktarmıştık. Şöyleydi: Devrimin hayal kırıklığını yaşayan ve umduğunu bulamayan hayvanlar, "Bütün hayvanlar eşittir" ilkesini hatırlayıp, "Bu nasıl eşitlik?" diye kendi kendilerine söylenmeye başlarlar. Hemen, ilkelerin yazılı olduğu duvarın karşısına geçerler, duvardaki yazıların değiştirilmiş olduğunu ilk defa fark ederler, duvardakiler silinmiş ve şöyle değiştirilmiştir: -Bütün hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir! Olup biten bellidir; "hayvanizm" (animalism) diye bilinen prensipler, görülen lüzum üzerine değiştirilmiş, süte su katılmıştır. Böylece, hayvanların devrim yapmalarına karşı çıkan Benjamin isimli ihtiyar eşek, bir kere daha haklı çıkmıştır. *** Benjamin şöyle diyor: Demokrasiden yana olun. Demokrasi sizden yana olmak zorunda değil. Tebrikler, Benjamin!