Di-re-ni-yor!

A -
A +
Maalesef direniyor. Ne direniyor? Enflasyon direniyor. Merkez Bankası'nın internet sitesine girdiğinizde, aşağıdaki grafikle karşılaşıyorsunuz.(*) Önce iyi haber: Grafik, enflasyonu dert edinen bir iradenin iş başında olduğunu gösteriyor. Madalyonun bir yüzünde, böyle bir gerçek yatıyor ki, 35 yıl yüksek kronik enflasyon ile örselenmiş bir ülke açısından, son derece sevindirici bir durum. Madalyonun diğer yüzünde, sevimsiz bir gerçek sırıtıyor. Enflasyon, 2006 yılından itibaren direniyor. İsterseniz biraz ayrıntı verelim. *** Daha önce de yazmıştık; 2002-2007 döneminde, dövizi ve faizi sıçratan irili ufaklı, tam on tane dalgalanma oldu. Özetle, döviz ve faiz yükseldi; döviz, sıçradığı düzeyin gerisine düştü; ama faiz direndi ve daha sonra nazlı bir düşüş sergiledi. Bu dalgalanmalara rağmen, 2003-2005 itibariyle büyüme hedefleri aşıldı; enflasyon, hedeflerin altında gerçekleşti fakat 2006'da bir kırılma yaşandı. Ocak-Temmuz 2006 döneminde enflasyonun yükselmesi, özellikle Nisan-Mayıs aylarında, enflasyonun beklentilerin üzerinde çıkması ve küresel şoklar, faiz artışını zorunlu kıldı. 25 Mayıs 2006'da yüzde 13.25 olan faizler, aynı yıl 7 Haziran'da yüzde 15'e, 20 Temmuz'da yüzde 17.50'ye çekildi. Faiz indirimi için, Eylül 2007'yi beklemek gerekti; Eylül'de başlayan 25 baz puanlık indirim, yıl sonuna kadar (Ekim, Kasım ve Aralık) 50'şer baz puanlık indirimlerle devam etti. Nasıl ıskaladık? Merkez Bankası'nın vurguladığı gibi, enflasyon, 2007'nin ilk üç çeyreğinde, hedefle uyumlu patikanın etrafında oluşturulan belirsizlik aralığının içinde seyretti. Ne var ki, son çeyrekte, kuraklık ve enerji fiyatlarındaki artışlar ("arz yönlü şoklar" ile "yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda" gerçekleşen ayarlamalar), enflasyondaki düşüş eğilimini kesintiye uğrattı. Dolayısıyla, 2006'da olduğu gibi, 2007'de de enflasyon hedefini tutturamadık. Yüzde 4'lük hedefi ıskaladık; TÜFE:Yüzde 8.39, ÜFE: Yüzde 5.94 olarak gerçekleşti. Elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar ve küresel ölçekte artan enerji fiyatları, 2008 enflasyonu için iyi bir başlangıç oluşturmuyor. Uluslararası standartlara göre, enflasyonumuz ve faiz oranlarımız yüksek seyrediyor. Şimdilerde, yüzde 8-9 arasında istikrar arayan bir enflasyon var ki, bunu mutlaka aşağıya çekmek zorundayız. Sebebi açık: Bir ekonomide, geçmişin enflasyonu, geleceğin enflasyonunu belirliyorsa, ekonominin temel aktörleri, enflasyona endeksleniyorlarsa, enflasyon bir hayat tarzına dönüşmüşse, söz konusu ülkede, enflasyonu düşürmek neredeyse imkânsız hale geliyor. İstikrar kaygısı... Bir kere daha vurgulayalım: Ampirik araştırmalar, fiyat istikrarı sağlayan düşük enflasyonlu ülkelerde"ortalama büyüme hızının daha yüksek ve hormonsuz"; enflasyon oranı yüksek olan ülkelerde "ortalama büyüme hızının daha düşük, dalgalı ve hormonlu" olduğunu ortaya koyuyor. *** Vaktiyle enflasyonun "nesebi gayri sahih" bir olguya dönüşmesinde, bir hayat tarzı olarak kendisini dayatmasında, "politik istikrarsızlık ve popülist politikalar" çok önemli bir rol oynadı. Bir başka deyişle, enflasyonun anası "belli"; babası "yüz elli" idi. Şimdi mi? Şimdi, anası da belli, babası da belli.. Neden mi? Fiyat istikrarı kaygısı taşıyan bir siyasi irade ve fiyat istikrarı sağlamaktan sorumlu, araçlarını seçmekte özerk bir para otoritemiz var. Yetmez mi! TÜFE Değişim Oranları ve Enflasyon Hedefleri (*) www.tcmb.gov.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.