Dümen kimde?

A -
A +

Ne oluyor? Ne olup bittiği, son derece açık. Kavganın hedefi belli. Taraflar, dümeni ele geçirmeye odaklanmış durumda. Bizim gibi ülkelerde iktidar mücadelesi, dümeni ele geçirmek ve başkasına kaptırmamak anlamına geliyor. Yıllar önce internet ortamında dolaşan bir kıssa şöyleydi: Türk ve Japon takımları arasında, bir kürek yarışı düzenlenir. Japonlar, yarışı bir kilometre farkla kazanır. Neden mi? -Japon takımında sekiz kişi kürek çeker, bir kişi dümene geçer. -Türk takımında bir kişi kürek çeker, sekiz kişi dümeni kontrol edebilmek için birbiriyle kıyasıya mücadele eder. *** Anlaşılacağı üzere, hayatın her alanında dümeni kontrol etmeye çok meraklıyız. Dümen konusunda, fevkalade takıntılıyız. Ne var ki, tekne, sadece dümenden ibaret değil. Dümene geçmek, ehliyet ile birlikte sorumluluk da gerektiriyor. Her nedense, ülkede dümene el koyanlar, rotayı pek fazla önemsemiyor. Dolayısıyla ne oluyor? Tekne, küresel rüzgarların insafına terk ediliyor. Böyle bir gemide, dümenin cazibesi nereden kaynaklanıyor? Dümene yapışmak, "dümene yapışanlara yapışmak", rant ve güç sağlıyor. *** Daha önce de yazmıştık. Dümen muhabbeti, geçmişte de bir hayli hararetliymiş. Atalarımız demişler ki: ".. Dünyanın her yerinde devlet sefinesi (gemisi), onu idare edenlere pusulası düzgün, fakat teknesi çürük gelir. Muhaliflere, teknesi sağlam, pusulası bozuk görünür. Doğruyu ancak vekayi (olaylar) söyler..." Peki bizim tekne ve pusula ne âlemde? Aslında tekne de, pusula da problemli; herhangi birini suçlayarak bir yere varılamıyor. Çağımızda, küresel dalgaları dikkate almadan rotayı ve limanı belirlemek mümkün değil. Ne demişler? -Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, size hiçbir rüzgâr yaranamaz! *** Gelelim zurnanın zırt dediği yere... Dümeni ele geçirenlerle, rotayı belirleyenler farklılaşırsa, teknedekiler kuşkulanmaya başlar ve sorar: -Dümen kimde? Geçmişte ülkeyi yönetenlere, yani dümende oturanlara sual ettik: -Bizi nereye götürüyorsunuz? Yolculuk nereye? Maalesef tutarlı bir cevap alamadık. Niçin mi? -Nereye gittiklerini, kendileri de bilmiyorlardı ki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.