Enflasyon, 2004 Türkiye İktisat Kongresi'nde de gündeme oturdu. Doğrusu, kronik enflasyonun muhabbeti de kronik oluyor. Bizim enflasyonumuz bir hayli eski. Dostun eskisi makbul imiş, ama enflasyonun eskisi makbul değil. Enflasyon dost değil zaten. Enflasyon denilen illet, sürdürülebilir büyümenin bir numaralı düşmanı. Yaşadığımız ekonomik krizler, çok net olarak şu mesajı verdi: Fiyat istikrarı olmadan, finansal istikrar, finansal istikrar olmadan da, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma sağlanamıyor. Türkiye ekonomisinin son yirmi beş yılı 'büyüme+enflasyon=kriz' kısır döngüsünün değişik senaryoları ile dolu. 'Fiyat istikrarı' ne demek? 'Fiyat istikrarı', fiyatlar genel düzeyinde gerçekleştirilen sürdürülebilir ve kalıcı bir düşüşü simgeliyor. Enflasyon oranında ortaya çıkan hızlı düşüşler, kalıcı olamıyorsa, fiyat istikrarından söz edilemiyor: Daha kestirme olarak ifade etmek gerekirse, 'fiyat istikrarı' kavramının altını şöyle çizebiliriz. Bir ekonomiyle ilgili olarak, fiyatlar genel düzeyinde ortaya çıkan değişiklikler piyasalar (yurt içi ve yurt dışı) açısından 'risk primi' üretmiyorsa ya da risk primini haklı kılmıyorsa, işte o zaman fiyat istikrarından söz edilebiliyor. Onar yıllık dönemler itibariyle bakıldığında, ülkemizde ortalama enflasyon oranının arttığı, büyüme hızı yavaşlarken, diğer yandan da üretimin ve istihdam düzeyinin daha da istikrarsızlaştığı net bir şekilde görülüyor. Nasıl mı? Aynen aşağıdaki gibi: * Büyümenin 10 yıllık ortalama olarak yılda % 4.8'le en yüksek olduğu 1970-79 diliminde yıllık enflasyon, % 24'le en düşük seviyede gerçekleşmiş, * 1980-89'da büyüme % 4.0'a gerilerken, enflasyon % 50'ye yükselmiş. * 1990-2001 yılları arasında ise büyüme % 3.2'ye gerilerken, enflasyon % 75'e tırmanmış. 2002 ve 2003 yılları itibariyle enflasyon hedefini tutturduk. 2004 yılı itibariyle de düşürmeye devam ediyoruz, ama kalıcı bir zafer elde ettiğimizi henüz söyleyemiyoruz. Araştırmalar, fiyat istikrarı sağlayan, düşük enflasyonlu ülkelerde ortalama büyüme hızının daha yüksek, enflasyon oranı yüksek olan ülkelerde ise, ortalama büyüme hızının daha düşük ve istikrarsız olduğunu ortaya koyuyor. Uluslararası teorik ve ampirik birikim, anlamak isteyenlere şunu söylüyor: * Enflasyon, ekonomik büyümenin bedeli değil, başlıca engelidir. * Fiyat istikrarı, sürdürülebilir ekonomik büyümenin ön şartıdır. Fiyat istikrarı içinde sürdürülebilir bir büyümenin gerçekleştirilmesi için, dış talebin büyümeye olan net katkısının arttırılması ve ekonomik büyümede iç talep faktörünün nisbi olarak azaltılması gerekiyor. Ekonomik büyümede dış talebin katkısını artırmak, cari açığı azaltmak ve/veya cari açığın finansmanın daha sağlam kaynaklara dayalı olarak yapılabilme imkanı sağlıyor. Söylemesi kolay, ama gerçekleştirmesi bir hayli zor... Sevgili annemin, kayınvalidemin ve tüm annelerin "Anneler Günü"nü tebrik eder, sağlık ve mutluluk dilerim.