FDF'nin tafrası...

A -
A +

Kapalı Çarşı'da bir esnaf lokantasında yemek yiyoruz. TV, her zamanki döviz, faiz ve borsa muhabbeti ile kafa şişiriyor. Piyasa yorumcusu, IMF'ye verilen son niyet mektubunu değerlendiriyor; mektupta yer alan "Faiz Dışı Fazla" (FDF) hedefinin tutturulabileceğini söylüyor. Tam bu sırada, yan taraftaki masada oturan medeni cesareti son derece yüksek(!) bir adam, FDF'ye(*) sövmeye başlıyor. İçimden, "Pes doğrusu, sövülmedik bir tek şey kalmıştı; o da nasibini aldı!" diyorum. Bizim maganda, boğanın kırmızı şala kafa atması gibi, hırsını FDF'den alıyor. Bir bakıma, eşeğini dövemeyip, semerini hırpalıyor. İnsanımızın bir kısmı, aklınıza gelebilen her türlü nesneye küfredebiliyor. Bu konudaki şöhretimiz, ülke sınırlarını aşmış durumda. Almanya'da yayınlanan bir dergide, bir karikatür çıkmış: Bir Türk, arabasıyla duvara çarpmış, son derece sinirli bir şekilde, duvara küfrediyor. Aynı dergi ilave etmiş: "Türkler nasıl araba kullanırlarsa, ülkelerini de öyle idare ederler!" Hiç şüphesiz, böylesine ustaca kurgulanmış hakaretleri hak etmiyoruz. Müflis ve mefluç Sadede gelelim. FDF'den kurtuluş yok. FDF, mali disiplinin en önemli göstergelerinden biri. Şubat 2001 krizi, yıllarca halının altına süpürülenleri ortaya dökmek bakımından son derece faydalı bir musibete dönüştü. Mayıs 2001'de Devlet Bakanı Kemal Derviş tarafından açıklanan istikrar programı, kamu maliyesini çökerten faktörleri şöyle özetliyordu: * Bütçe dışı fonlar, döner sermayeler ve mahalli idarelerin kontrol dışı harcamalarındaki artış. Özellikle görev zararları başta olmak üzere, bazı harcamaların kamu bankaları kanalıyla şeffaf olmayan bir şekilde karşılanması. Bu suretle, kamu maliyesinde bütünlük ve disiplinin bozulması * Kamu sektöründeki aşırı istihdam politikası ve verimlilikle uyumlu olmayan maaş ve ücret artışları * Kamu yatırım proje stokundaki artış, yüksek maliyet ve verimsizlik * Sosyal güvenlik kurumlarının aktüeryal dengelerinin bozulması nedeniyle açıklarının hızla yükselmesi * Gerçek ihtiyacı karşılamayan tarımsal destekleme politikaları * Ekonomik etkinliğe ters düşen müdahalelerle yönlendirilen, yüksek maliyetle ve verimsiz bir KİT sisteminin varlığı * Vergi oranlarının yüksek olmasına rağmen vergi tabanının dar olması nedeniyle, toplam vergi tahsilatının yetersiz kalması ve vergi yükünün adaletsiz bir biçimde dağılması. Aman ha! Kamu maliyesini "müflis ve mefluç" kılan bu faktörleri göz ardı edebilir miyiz? Halının altının yeniden dolmaması için, yapısal reformların yanı sıra, FDF diye tanımlanan hedefi ıskalamamak zorundayız. Hedefi tutturmak için şimdiye kadar ne yaptık? Bir taraftan cari harcamaları ve yatırım harcamalarını azalttık, diğer taraftan dolaylı vergilere yüklendik. Mayıs 2005-Mayıs 2008 dönemini kapsayacak olan yeni programda da aynı politikayı izleyeceğiz. Söz konusu dönemde, kamu kesimi için yüzde 6.5 (konsolide bütçe için yüzde 5) faiz dışı fazla hedefi ile birlikte "Kamu kesimi net borç stoku/Gayri Safi Milli Hasıla" oranının 2008'de yüzde 53.5'e çekilmesi hedefleniyor. ********* Şimdi söyleyin bakalım, FDF'ye kafa atma lüksümüz var mı? Aman ha, sakın ağzınızı bozmayın! (*) Faiz dışı denge= Kamu gelirleri - (Kamu harcamaları - Faiz Ödemeleri)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.