Deprem sonrası muhtemel ekonomik ve finansal gelişmeler tartışılıyor. Bir Japon bankacı, sanki hiçbir şey olmamış gibi, küresel ekonomiye ilişkin risklere dikkat çekiyor. Özetle şunları söylüyor: -Biz, depremlere ve tsunamiye yönelik tedbirler alabiliriz, ama herhangi bir finansal tsunamiye karşı daha savunmasız durumdayız. Finansal piyasalar ve hepsinden önemlisi, "ABD-Çin eksenli küresel dengesizlik" risk biriktirmeye devam ediyor. Hatırlatmak gerekirse.. Gerçekten, 2008'in son çeyreği itibariyle yoğunluk kazanan küresel finansal krizin bulaşıcı ve yıkıcı etkileri, "finansal tsunami" kavramını gündeme taşımıştı. *** Vaktiyle işler iyi gidiyordu. Daha sonra anladık ki, havaların iyi gitmesi, krizin tohumlarının ekilmesi anlamına geliyormuş. Nasıl mı? ABD kaynaklı yüksek riskli konut kredileri ve bu kredilere dayalı olarak oluşturulan "menkulkıymetleştirme" operasyonları, krizin tohumlarını attı ve yeşertti. Batmaz gibi görünen yatırım bankaları, Titanic gibi battı. Küresel likiditenin genişlemesi ve uzun dönemli faizlerin düşmesi, yüksek getirili ve riskli varlıkları cazip hale getirdi. Aşırı riskli menkul kıymetlerin likit bir ikincil piyasasının olmaması, piyasalardaki beklentileri bozdu, risklerin fiyatlanmasını engelledi. Başlangıçta, likidite sıkışıklığı, kredi daralması tarzında ortaya çıkan problemler, devasa bilanço zararlarına ve iflaslara dönüştü. Kimi kurtarıldı, kiminin batmasına göz yumuldu. Finansal tsunami, sigorta sektörüne de sirayet etti. Saadet zinciri koptu; sistemin kredibilitesi, ağır bir yara aldı. Bugünlere böyle geldik. *** Şimdi mi? Eğri oturalım, doğru konuşalım. Daha önce de yazmıştık. Bir taraftan: -Finansal balonların üremesi ve semirmesi için her türlü ortamı hazırlayacaksınız. -Finansal inovasyon adına, bilançoları mayınlarla donatacak, riskleri tırmandıracak ve küreselleştireceksiniz. Diğer taraftan: -Para otoritesine ve regülasyondan sorumlu kurullara, balonları koklama ve izleme, icabında müdahale etme görevi vereceksiniz. -Kriz patladığında, piyasalara likidite verildiğinde, merkez bankalarını yangından sonra su sıkmak ile suçlayacaksınız. *** Buna, "Tavşana kaç, tazıya tut!" politikası derler. Japon bankacıyı ürküten tablo, tam da bu olsa gerek! Ne diyelim? - Koyun can derdinde, kasap et derdinde!