Fransa Kralı kel mi?

A -
A +

Devlet benim!" diyen Kral XIV Louis, hem kel, hem de fodulmuş! Nerede okuduğumu hatırlayamıyorum. Sizlerle paylaşmak istediğim, bir ifade var. "Fransa Kralı keldir!" dediğimizde, bir yanlışlık söz konusu. Yanlış, kralın kel olup olmadığından değil, şimdiki Fransa'da kral olup olmamasından kaynaklanıyor. Kralını bilmiyoruz, ama Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac keldir. François Mitterrand keldi. Valery Giscard d'Estaing de keldir. Öztürk Serengil sağ olsaydı, "Tüm kelajlar, Fransa'da Cumhurbaşkanı olmuş!" diye teselli bulurdu. Vaktiyle, "Türkiye'de piyasa ekonomisi aksaktır!" yargısı da benzer şekilde değerlendiriliyordu. Aksaklıktan önce, piyasa ekonomisinin var olup olmadığının sorgulanması gerektiği öne sürülüyordu. "Fil, iyi uçamaz" dediğimizde de bir tuhaflık vardı, çünkü fil hiç uçamazdı. Hem kel, hem fodul piyasa olur mu? Bir oyun düşünün, 'hakem' kaleye şut çekiyor, oyunun yarısında kuralları değiştiriyor; ikinci yarıda, 'sarı' ve 'kırmızı' kartlarını unuttuğunu söylüyor. Böyle bir oyunu alkışlamak sizce garip değil mi? Garip, ama biz yıllarca alkışladık. Bir iş adamı, "Böyle piyasa ekonomisi olur mu, sayın abim, maçın skoru önceden belli be, sayın abim!" derken aynı şeyi söylüyordu. Demek istiyordu ki, bizim piyasa ekonomisi, "hem kel, hem fodul" bir felsefe ile örgütlenmiş. Kel olmak önemli değil, ona çare bulunur, ama fodul olmak, bir dizi probleme yol açabiliyor. Bir piyasa ekonomisinde, 'piyasa', 'şirket', 'devlet' ilişkisinin nasıl yapılandırıldığı çok önemli. "Baba Devlet" ve "Halefleri" biçiminde organize olan bir ekonomide, toplumun bir kesiminin "siyaset dışı", bir kesiminin de "piyasa dışı" olması son derece doğal. Dolayısıyla, böyle bir oyunun piyasa ekonomisi olarak yutturulması mümkün değil. Ankara, iş âlemine yıllarca şu mesajı verdi: "Siyaseti finanse edersen, siyaset de seni finanse eder. İstersen, ortak olabiliriz!" Ekonominin aktörleri, Ankara'yı gücün ve paranın kaynağı olarak görmekten vazgeçmiyor. "Devlet bize destek olsun. Devlet bize köstek olmasın. Devlet bize kötek atmasın.." muhabbetinden sıyrılmak zorundayız. Terazi kendini tartamazmış, ama Ankara'nın Ankara'dan değişmesi gerekiyor. Çağdaş bir piyasa ekonomisinin vazgeçilmez unsurlarını, 'bağımsız yargı'nın yanı sıra "özerk kurullar" oluşturuyor. Gerçekten, bir ülkede piyasa ekonomisinin mevcut olup olmadığının ölçütü, müdahalenin varlığı ya da yokluğu değildir; müdahalenin hangi araçlarla, hangi amaçlara ulaşmak için yapıldığıdır. Önemli olan, müdahalenin niteliğidir. Hakem, şut çekmeyecek! İyi işleyen bir piyasa ekonomisi için: *Devletin, kamu yararı için oyunun kurallarını belirlemesi, *Oyunun kurallarına göre oynanmasını sağlaması ve denetlemesi, *Oyuna dahil olmaması, şut çekmemesi, yani oyuncu değil, sadece ve sadece hakem olması gerekiyor. Ne kadar zor ve ütopik değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.