İnsanlar beslendikleri düzeni eleştirirler mi? İçinde rol aldıkları senaryoları değiştirmek için gayret sarf ederler mi? Her iki sorunun da cevabı, genellikle 'hayır!' olmuştur. Ünlü spekülatör George Soros'un statükoyu desteklemesi 'kral çıplak değil!' demesi beklenirdi. Soros öyle yapmadı, bilinen söylemini ve eleştirilerini tekrarladı. Soros, global finans tiyatrosunda sergilenen oyunların içinde yer alan çok önemli bir aktör. Temel eleştirisini tiyatronun ya da kumarhanenin sahibine, yani Sam Amca'ya yöneltiyor: "ABD'nin radikal bir biçimde değişmesi gerek. Çünkü sadece kendisi ile ilgileniyor. Bu kadar egoist olurken aynı zamanda özgür dünyanın liderliğine soyunmanın çelişkisini yaşıyor... Dünyanın ille de bir polis memuruna ihtiyacı varsa, bu, tek başına ABD değil, ortak prensiplerden hareket eden bir ülkeler topluluğu olmalı." Balon Soros, Aralık 2003'de Atlantic Monthly'de çıkan "The Bubble of American Supremacy" ("Amerikan Hegemonyası Balonu" ya da "Amerikan Üstünlüğü Balonu" diye aktarılabilir) adlı makalesinde, Başkan Bush'u ağır bir biçimde eleştiriyor. Bize göre eleştirinin özeti şu: ABD güçlü olmak adına kendi gücünün temellerini oymaya devam ediyor. Bush'un politikaları ABD hegemonyasını bir balona dönüştürüyor. Soros, her finansal balon gibi bu balonun da mutlaka patlayacağını ima ediyor. Irak'ın işgalinin tamamen temelsiz gerekçelerle gerçekleştirildiğini ve ileride ABD'nin çok zor durumda kalacağını öne sürüyor. ABD'nin dış politikasını bir Kaba Sosyal Darwinizm olarak niteliyor. Soros, çağdaş kapitalizmin küreselleşme ambalajına sarılarak bir totaliter ideoloji olarak dayatılmasına tepki gösteriyor. Küreselleşmenin sorgulanması mümkün olmayan bir 'nihai gerçek' (ultimate truth) ve tek egemen ideolojiye dönüştürülme çabalarına dikkat çekiyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde kurduğu vakıfları ve Açık Toplum Enstitüleri ile sesini duyurmaya çalışıyor. Piyasa denilen mekanizmanın gücünü ve tepki geliştirebilme yeteneğini inkar etmiyor. Ne var ki, kamusal müdahale olmaksızın piyasa çözümünün her alanda geçerli kılınmasının ekonomiyi etkin bir kaynak dağılımından uzaklaştıracağını düşünüyor. Körü körüne piyasa çözümünü yüceltenlerin yaklaşımlarını 'piyasa yobazlığı' (market fundamentalizm) olarak niteliyor. Soros ve Popper Soros 1930'da Budapeşte'de doğmuş. Nazi istilası dolayısıyla 1947'de Macaristan'dan İngiltere'ye göç etmiş. LSE'den (London School of Economics) mezun olmuş. Soros'a ilham kaynağı olan iki önemli kitap var. Her ikisi de çok saygı duyduğu hocası Karl Popper tarafından yazılmış. The Open Society and Its Enemies (Açık Toplum ve Düşmanları) ve The Poverty of Historicism (Tarihselciliğin Sefaleti) ünlü spekülatörün felsefi spekülasyon yaparken başvurduğu temel iki eser. Her ikisi de dilimize aktarılmış. Popper, I. ve II. Dünya Savaşlarının dehşetini ve aynı zamanda, kendi deyimiyle totaliter rejimlerin, ideolojilerin çöküşüne tanıklık etmiş bir bilim adamı olarak, Soros'u çok derinden etkilemiş. Popper gibi, o da, fikirler ve ideolojiler pazarında monopol istemiyor; rekabetçi bir ortamın toplumun yararına olacağını düşünüyor, toplum mühendisliğine inanmıyor. Bir başka ifade ile, 'Kapitalist bir ülkede fiyatı olan her türlü fikir üretilir. Kapitalistler fikirleri satın alabilirler, ama fikirler kapitalistleri satın alamazlar' tarzında formüle edilen düsturlara pek fazla aldırmıyor ya da öyle görünüyor.