Hakem olmak kolay mı?

A -
A +

Gelişmiş ekonomilerde, özellikle ABD ve AB ülkelerinde, piyasa ekonomisine yönelik düzenlemeler (regulations) çok önemli roller üstleniyor. "Oyunun kuralları içinde" etkinlik sağlamak ile, "oyunun kurallarını değiştirerek" etkinlik sağlamak tamamen farklı iki eylem. Bu açıdan bakıldığında, özerk kurullar, "oyunun kurallarını değiştirerek" etkinlik sağlamak çabası olarak tanımlanıyor. Devlet tarafından icra edilmesi gereken "hakemlik" rolünün bir bölümü, çeşitli üst kurullar tarafından yerine getiriliyor. Üst kurulların (regulatory boards) sağlıklı bir biçimde işlemesi, oyunun kurallarının önceden belirlenmesi, oyunun yarısında kuralların değişmemesi, hakemin boş kaleye şut çekmemesi çok önemli. Üst kurulların misyonlarını yerine getirmeleri durumunda, bağımsız yargının birçok alanda daha rahat ve daha etkin bir şekilde çalışabileceği öngörülüyor. * Hakem ne kadar gerekli? Aksak piyasa ekonomisi düzenimizi regüle etmek amacıyla oluşturduğumuz bir dizi özerk kurulumuz var. Kurullarımızın başarılı olabilmelerinin üç temel ön şartı bulunuyor: * Özerk kurullar, sadece kriz dönemlerine ilişkin bir 'yoğun bakım', 'morg' ve 'otopsi' merkezi olarak hizmet vermemeli; aynı zamanda bir 'ameliyat' ve 'rehabilitasyon' ünitesi olarak da fonksiyon görmelidir. * Kurulların düzenleme ve denetleme fonksiyonu, piyasadaki rekabet ortamını bozmamalı. * Kurulların müdahalesi, kaynak dağılımına ilişkin yeni problemler oluşturmamalı. Piyasa ekonomisinin başarılı olamadığı alanlarda, kamusal müdahalenin başarısını önceden garantilemek mümkün görünmüyor. Bazen de kullanılan ilaç, hastalığın kendisini aratabilecek yeni rahatsızlıklara sebep olabiliyor, kaynak dağılımını dejenere ediyor. Kaynak dağılımında çarpık bir yapılanmaya yol açan birçok çözüm, çağımızın güçlü maskelerinden olan "sosyal devlet" tabusuyla meşrulaştırılıyor, ideolojik koruma altına alınıyor. Sonuç olarak, "sosyal devlet" adına, "sosyal devlet" tahrip ediliyor. Bir piyasa ekonomisinde üreticiler "kâr," tüketiciler "fayda," siyasetçiler "oy", maksimizasyonu peşinde koşuyor. Böyle bir oyunun çerçevesini çizen demokratik devlet, bağımsız özerk kurullara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Kabul etmek gerekir ki, üst kurullar ile piyasa ekonomisinin oyuncuları arasında ilan edilmemiş bir soğukluk ve güven bunalımı var. Büyük ölçüde, karşılıklı bilgi eksikliği, asimetrik bilgilenme ve dezenformasyondan kaynaklanan bu durumun mümkün olduğunca ortadan kaldırılması gerekiyor. Kamu mali yönetiminde, şeffaflık ve sorumluluk kavramlarını geniş açıdan ele aldığımızda karşımıza, "hukuk devleti", "kuvvetler ayrılığı ilkesi", "bütçe-hakkı" ve nihai olarak "demokrasi" çıkıyor. Uluslararası alanda ise, bizi zaman zaman sinirlendiren ve ulusal gururumuzu inciten Maastricht ve Kopenhag Kriterleri'ne tosluyoruz . Bize kalırsa, bu kadar toslamak yeter. Önümüzü görmek zorundayız. Hemen, vakit kaybetmeden...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.