Farkında mısınız? CHP, ülke gündeminden kopmaya, içine kapanmaya başladı. Bir taraftan, Sarıgül eksenli muhalefet, diğer taraftan, Meclis dışı solun "yeni oluşum" arayışları, Ana Muhalefet Partisi CHP'yi köşeye sıkıştırmaya devam ediyor. Seçimler yapıldı; yorgan gitti, ama kavga bitmedi. CHP'li muhaliflerin gündemi değişmiyor. Diyorlar ki: -Toplum, CHP'nin muhalefetini, kendi muhalefeti olarak görmüyor. -Bağdat Caddesi üzerindeki ve Çankaya'daki apartmanlardan CHP'ye oy çıkıyor da, niçin apartmanın kapıcısı ya da onun varoşlarda oturan akrabaları başka partilere oy veriyor? -Brezilya'da ezilenler ve mağdurlar solu, yani Lula'yı iktidara taşıdı, ama Türkiye'de AK Parti iktidara geldi. Neden? - CHP, güncel sorunlardan ve taleplerden koptukça, güç kaybetme süreci hızlanıyor. Halk, iktidarı eleştirenlere değil, çözüm umudu verenlere oy veriyor. CHP bu nedenle oy alamıyor ve tuhaf bir biçimde 'halkın yanlış yaptığını' anlatmaya çalışıyor. - CHP statükoyu savundukça, kitlelerden koparak marjinalleşiyor. *** "Ne olacak bu CHP'nin hâli?" diye dertlenenler, Turan Güneş'in esprileriyle rahatlamaya çalışıyor. Nasıl mı? Mesela şöyle: -Turan Güneş, bir gezide, köy kahvesinde kahve içer, fincanın kulpu kırıktır. Kahveciyi çağırır, fincanı gösterir: -Sen bu fincanı, Ankara'ya bizim partinin merkezine götür! Kahveci anlayamaz: -Beyim, bu fincanı alıp, Ankara'ya CHP merkezine götüreceğim de ne olacak? Turan Hoca güler ve cevabı yapıştırır: -Baksana fincanın kulpu kırık, bizimkiler, mutlaka bir kulp takarlar! *** Daha önce de yazdık. Ankara'nın nabzını iyi tutan bir köşe yazarı, Kasım 2002 seçimlerinden sonra, Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'e CHP'yi sormuştu. Demirel, yaşananlar için "Üzücü, ama CHP bu zorlukları aşacak güçte" demiş ve taşı gediğine koymuştu: "Siyasetin içinde bir ömür geçirdim. Bunca yıllık deneyime dayanarak şunu söyleyebilirim ki, siyaset, bir halaydır. Halay çekerken, insanlar el ele tutuşurlar. Siyaset iki kişinin yaptığı bir vals değildir. Çiftetelli, kaşık oyunu, zeybek de değildir. Tek kişinin oynadığı oyun hiç değildir. Siyaset yapıyorsan, halay çeker gibi yapacaksın. El ele tutuşacaksın. El ele tutuşanların sayısı ne kadar çoksa, halay o kadar güzeldir. Tabii siyaset de!" *** Kültür ve Turizm Bakanı (CHP eski Genel Sekreteri) Ertuğrul Günay da CHP'nin problemini, daha değişik bir açıdan, çok veciz bir biçimde defalarca vurguladı: "...Toplumsal değerleri istismar etmeyeceksiniz, ama karşınıza da almayacaksınız. Toplumun içinden olacaksınız. O toplumu yukarıdan geliştirmeye çalışırsanız, Hindistan'daki İngilizlere benzersiniz..." *** Seçmenin mesajı son derece açık: Halay çekemeyen, zılgıtı yer! *Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün "999"u, yani 9'uncu ayın, 9'uncu günü, saat 9'a verdiği randevu, bugün. Bakalım neler olacak?