Farkında mısınız?
Bir türbülans söz konusu olduğunda, Merkez Bankası'na (MB) "ayar vermek" çok moda bir davranıştır. ABD kaynaklı son küresel türbülanstan sonra, medyanın gamlı baykuşları, ötmeye başladı. MB, döviz kurundaki dalgalanmayı önlemeye yönelik atakları sebebiyle kıyasıya eleştirildi.
Onların gözlükleriyle bakıldığında:
-MB, politika faizini derhal yükseltmeliydi, rezervlerini daha cesur bir biçimde kullanmalıydı; sıcak paraya, "soğuk" davranmamalıydı.
Yani.. Yanisi şu:
-Sıcak paranın spekülatif ataklarına teslim olmalıydı!
Tamam da..
MB, ne yapıyor? Özetlemek gerekirse, içeride ve dışarıda olup bitene bakıyor. Önündeki tablonun "geçici mi-kalıcı mı" olduğu konusuna kafa yoruyor. Daha sonra, önceliklerini belirliyor, âlet çantasındaki enstrümanları devreye sokuyor, ama piyasalara yaranamıyor.
***
Mesela..
Fenni iktisatçılara göre:
-MB, termometre gibi ölçmeli, gerektiğinde termostat gibi tepki verebilmeli.
Tercüme edersek:
- Kelebek gibi uçmalı, arı gibi sokmalı!
Anlaşıldığı kadarıyla, para ve kur politikalarının mükemmel bir teşvik paketi gibi fonksiyon icra etmesi gerekiyor!
Ne diyelim? Emriniz olur!
Finansal dalgalanmaları ve krizleri, süratle müdahale edilebilen bir "mühendislik hatası" olarak değerlendirmek, son derece sakat bir yaklaşımdır. Para otoritesinden, bir termometrenin ya da termostatın "duyarlılığını ve kıvraklığını" bekleyemeyiz.
Şunu unutmayalım:
-Sermaye hareketlerinin serbest olduğu ve küreselleştiği bir ortamda, merkez bankaları, "Kelebek gibi uçamaz, arı gibi sokamaz!"
***
Peki, önümüzdeki dönemde, önemli ve sarsıcı bir sermaye çıkışı yaşanır mı?
-Yaşanabilir!
"Döviz, faiz ve borsa" üçgeninde yeni dalgalanmalara hazırlıklı olmakta fayda var. Biz "hancı", kısa vadeli yabancı sermaye "yolcu" olduğu sürece, böylesi sarsıntıları hazmetmek zorundayız.
2010 yılının son çeyreğinden bu yana, MB'nin piyasalara yönelik mesajı çok net:
- TL ve döviz likiditesi konusunda bana güvenerek çok fazla coşmayın. Ayağınızı denk alın!
Hiç şüpheniz olmasın, yarın açıklanacak Enflasyon Raporu'nda da benzer mesajlar verilecek.
***
Acaba diyorum..
-Para ve kur politikalarını "bir teşvik paketi ya da sigorta poliçesi" gibi algılamaktan ve zırvalamaktan vazgeçebilecek miyiz?