Öğrenci soruyor: -IMF, kankamatik mi? Sizi bilemem, ama bendeniz yeni öğrendim. Zor durumda kaldığınızda, borç para aldığınız arkadaşınıza "kankamatik" deniyormuş.(*) IMF, "kankamatik" değil. Ne var ki, vaktiyle popülist politikacıların gözünde, tam bir "kankamatik" idi. Merkez Bankası (MB), ne idi? MB, görülen lüzum üzerine banknot matbaasını devreye sokan bir "banknotmatik" idi. Şimdilerde işler değişti, IMF'yi "kankamatik" olarak kullanmıyoruz; diğer taraftan, MB'yi "banknotmatik" sıfatıyla algılamaktan vazgeçmiş durumdayız. IMF "kankamatik"; MB "banknotmatik" olduğu takdirde, paramız"dandik" oluyor. Ekonomi, dikiş tutmuyor. Nasıl mı? Banknotmatik ve dandik.. Geçmişte bol sıfırlı banknotlarımız, kupür değeri açısından, eşine rastlanmayan büyüklüklere ulaşmıştı. Sıfırlarımız, çuvala sığmıyordu. 99 trilyon TL'nin üzerindeki işlemler, elektronik ortamda problem çıkarıyordu. Dünyada, 100 bin ve üzerinde kupür değerine sahip dokuz ülke göz kırpıyordu. Bunlardan altısında, en büyük kupür değeri 100 bin, ikisinde 500 bin, ülkemizde ise, 20 milyon idi! En büyük kupürlü banknot, bizim ülkemize ait idi. TL'nin sıfırları, zaman zaman alay konusu oluyordu. Yerli ve yabancı iktisatçılar, TL'den bahsederken "dandik para, dandik lira" ya da "komik para" (funny money) gibi yakıştırmalarda bulunuyorlardı. Peki, şimdi ne oluyor? Sütten ağzı yanan IMF, MB özerkliğinin korunmasına çok önem veriyor. Özerkliğin omurgası, şöyle belirlenmiş: Madde 56- (25.4.2001, 4651 sayılı Kanun ile değiştirilen şekli) "Banka, Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarına avans veremez ve kredi açamaz, Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarının ihraç ettiği borçlanma araçlarını birincil piyasadan satın alamaz..." Kısaca ifade etmek gerekirse, özerklik ile birlikte, MB, kamu kesimi finansman açıklarının gölgesi altında para politikası izlemekten ya da enflasyonist maliye politikalarını tescil etmekten ve dolayısıyla "kredimatik" olarak hizmet vermekten kurtulmuş oluyor. Çıpaya devam! Dünyada tam 185 tane ülke, IMF'ye üye olmuş. Bir zamanlar, Türkiye'nin de dahil olduğu bir grup ülke için IMF, vazgeçilmesi mümkün olmayan bir "acil servis" ya da bazı durumlarda kullanılması elzem, bir "oksijen çadırı" gibiydi. Ekonomi krize girdiğinde ya da krize girmesine ramak kaldığında, uygun şartlarla, uzun vadeli ve düşük faizli kredi bulmak için, IMF'ye başvurmak zorunda kalıyorduk. Ders aldık mı? Evet! *** Son Stand-by, Mayıs 2008'de bitiyor. IMF ile ilişkilerin daha sonra nasıl bir yol izleyeceğini şimdiden bilemiyoruz; ama şurası kesin: IMF çıpasına mecburuz. Bu çıpayı ikame edebilecek bir başka çıpa, maalesef bulunmuyor. Niçin? Kankamatik, banknotmatik ve dandik gibi sıfatlarla dolu sicilimizin nüksetmemesi için.. *** (*) Gençlerimiz, argo üretimi alanında müthiş bir beceri sergiliyor. Şunlara bakar mısınız? Çayyaş: Sabahtan akşama kadar çaya bağımlı kimse İçerdöver: Her akşam bir yerde içip, eve zil zurna sarhoş gelen ve karısını çoluk çocuğunu döven adam Jeloğlan: Saçlarına bir kutu jöle sürmeden asla insan içine çıkmayan Shopşal: Büyük alışveriş merkezlerine gidip, saatlerce aylak aylak dolaşan Zırvana: Aptallığın en aşmış noktası..