İşimize gelmiyor!

A -
A +

Tebrikler! İstikrar Enstitüsü kurulmuş. İstikrar bilinci oluşturmak adına, ne kadar sevindim, bilemezsiniz. Bu ülkede, istikrarsızlığı kurumsallaştırmaya çalışan her türlü kaşıntı fazlasıyla mevcut. Başta "kayıt dışı siyaset" olmak üzere, bir dizi yapılanma, nihai olarak "destabilizasyon" yani "istikrarsızlaştırma" peşinde. İşin esası şu: Gelişmekte olan stratejik bir ülkenin egemenleri, istikrarsızlıktan besleniyorsa, küresel hegemonlar da bu sürece destek veriyorsa, istikrardan bahsetmek gerçekten çok zordur. İstikrarsızlaştırma denilen sürecin ön şartı "dezenformasyon" yani "bilgisizleştirme ve yanlış bilgilendirmedir". Ülkemiz, istikrarsızlığı bir hayat tarzına dönüştürmek bakımından geçmişte son derece başarılı adımlar attı. Nasıl mı? Türkiye'de yazılı olmayan toplumsal sözleşme, sürekli olarak popülizmi iktidara taşıdı. Ankara, enerjisinin büyük bir bölümünü istikrarsızlık üretmeye ve istikrarsızlığın doğurduğu rantları bölüştürmeye harcadı. Ne var ki, aynı toplumsal sözleşme, giderek genişleyen bir kamu kesimi borçlanma gereği, sürdürülemeyen borç dinamiği, çöken bir banka sistemi ve kriz olarak dibe vurdu. Otuz beş senelik yüksek kronik enflasyon, bol miktarda kriz ve IMF ile imzalanan 19 tane Stand-by böyle bir çabanın ürünleridir. Değiştirilmesi son derece güç olan böyle bir yapılanmanın çok temel bir sebebi var; o da, popülizmin merkez siyasete taşınmasıdır. Gelişmiş kapitalist ülkelerde de popülist politikacılar göz kırpıyor, fakat iktidara gelemiyor; popülizmi merkez siyasete taşımak mümkün olmuyor. O ülkelerde, egemen olan toplumsal sözleşme, böyle bir aldatmaya imkân vermiyor. ? İstikrar, istikrar istikrar! İstikrar programları gündeme geldiğinde, toplumun tüm kesimlerinin yazılan senaryo ve üstlenilmesi gereken rol konusunda aynı görüşte olması elbette beklenemez. Ne var ki, istikrarı bir hayat tarzına dönüştürmek ve kurumsallaştırmaktan başka bir alternatifimiz bulunmuyor. Dolayısıyla, bir kısmı IMF destekli istikrar programından, bir kısmı da AB'ye üyelik sürecinden kaynaklanan yapısal reformlardan sapmamak gerekiyor. *** İstikrardan hoşlanmıyorsanız, hastalığın tedaviden daha iyi bir alternatif olduğu söyleyebilir ve bu optik yanılgıyı, çözüm diye yutturabilirsiniz. Çözüm diye önerilen birçok politikanın, istikrarsızlığın tohumlarını ektiğini hâlâ anlayamadık mı? Aslında anladık, ama işimize gelmiyor! Haksız mıyım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.