Isırmaya devam!

A -
A +

Parmak ısırma oyununu bilir misiniz? Dış kaynaklı dalgalanma, içeride bir "parmak ısırma" oyununa dönüştü. Merkez Bankası'nın kullandığı ve kullanmayı düşündüğü enstrümanlar ve piyasa oyuncularının aldığı pozisyonlar, parmak ısırma oyununu çağrıştırıyor. Yabancılar için stopajın kaldırılmasının, çalkantıyı otomatik olarak "stop"ettirmesi beklenmiyordu.. Dalgalanma, devam ediyor ve belirsizliği besliyor; belirsizlik, vadeyi kısaltıyor, ekonominin aktörleri kısa vadeye tutsak oluyor. Reel kesimin gözlüğüyle bakıldığında, olup biteni, önümüzde duran, sıkılmış bir diş macununa benzetebiliriz. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, bugün toplanıyor. Kurul, 7 Haziran'da yaptığı olağanüstü toplantının ardından, kısa vadeli faiz oranlarını 1.75 puan artırmıştı. Bugünkü toplantıdan da faiz artışı bekleniyor. *** Balonun kaprisi Unutmayalım ki, piyasa ekonomilerinde mayalanan ve "spekülatif balon" denilen oluşumlar, eninde sonunda patlıyor, iniyor. Para ve sermaye piyasalarında, makroekonomik temellerin haklı kılmadığı "iyileşmeler ve sanal güzellikler", balonları simgeliyor. Balonun oluşumuna, olgunlaşmasına, dayanıklılığına ilişkin sağlam tahminler, portföy yöneticilerinin ilgi alanını oluşturuyor. Küresel likiditede ortaya çıkan savrulmalara son derece duyarlı olan balonlar, "şişme ve inme"aşamalarında bir dizi makroekonomik ve finansal kaşıntıya yol açıyor. İsterseniz, biraz geriye bakalım. Son üç yıldır, ekonomi büyüdü, enflasyon düştü, borçlanma dinamikleri iyileşti. N e var ki, uygulanan program, petrol fiyatlarındaki hızlı artışların da katkısıyla, cari işlem açığını hedeflenen sınırın üzerine taşıdı. Büyüme, ithalatı artırıyor. İhracatın bir bölümünün ithalata olan bağımlılığı, cari açığın genişlemesine ivme kazandırıyor. İthalat içinde, yatırım ve ara mallarının payının artışı, "büyüme-cari açık-büyüme"döngüsünün ne kadar güçlü olduğunu kanıtlıyor. Belli bir eşiği geçen cari açığı, "büyümenin tafrası"ya da "arzu edilmeyen bir yan ürün" olarak da niteleyebiliriz. Hatırlanacağı gibi, borç stokunun çevrilebilir olması ve risk primi üretmemesi için gerçekleşmesi gerekenler özetle şöyleydi: Enflasyonist baskıya yol açmayan istikrarlı büyüme Hedeflenen düzeyde, faiz dışı bütçe fazlası Reel faizlerin düşmesi Cari işlem açığının ve kur riskinin taşınabilir düzeyde olması Nasıl yansıyacak? Dalgalanma ve faiz oranlarındaki yükselme, yukarıdaki hedefleri tehdit ettiği ölçüde, ciddi hasarlara yol açabilir. Döviz kurunda ortaya çıkan artışın, fiyatlar genel düzeyine nasıl yansıyacağını, her şeyden önce artışın kalıcı olup olamayacağı, iç talebin seyri, ekonominin dolarizasyon düzeyi gibi bir dizi faktör belirleyecek. Kamu açıklarıyla pompalanan ve sıcak para girişi ile uyarılan büyüme modellerinin, krize tosladığını, geçmişte gayet açık bir biçimde defalarca gördük. Peki o zaman ne yapabiliriz? *** Fiyat istikrarı içinde sürdürülebilir bir büyümenin gerçekleştirilebilmesi için, dış talebin büyümeye olan net katkısının arttırılması ve ekonomik büyümede, iç talep faktörünün nispi olarak azaltılması gerekiyor. Ekonomik büyümede dış talebin katkısını artırmak, cari açığın sadece azaltılmasını değil, açığın finansmanının daha sağlam kaynaklara dayandırılmasını da mümkün kılıyor. Söylemesi ne kadar kolay değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.