Kafası karışıkmış!
25 Mart 2013 01:00
Duydunuz mu?
Merkez Bankası'nın (MB) kafası karışıkmış.
Ekonomi söz konusu olduğunda, kafa karışıklığı, taşınabilir bir durum değildir, mutlaka bedel ödetir. Bu konuda en çarpıcı örnek, krizden çıkmak için yıllardır patinaj çeken Avrupa Birliği'dir.
Gelelim MB'nin kafasına..
Hemen belirtelim ki, MB'nin kafası, karışık değil, son derece net.
Hatırlatmak gerekirse:
-2010 yılında, kısa vadeli ve düşük maliyetli dış finansman, kredilerin hızla genişlemesine, TL'nin değerlenmesine ve finansal risklerin birikmesine yol açarak, para otoritesini ürkütmüştü.
Ne yapılmalıydı?
-MB, daha düşük bir politika faizi, daha geniş bir faiz koridoru (gecelik borç verme ve borç alma faiz oranları arasındaki fark) ve daha yüksek zorunlu karşılık oranlarının, finansal riskleri geriletmek bakımından, "uygun bir bileşim" olacağını düşündü ve düğmeye bastı.
2011 ve 2012'de başarılı olan politika bileşimi, aynı amaca yönelik bazı ilave enstrümanlarla, 2013'te de genel çerçeve olarak aynen geçerli.
***
MB'ye göre:
-Dünyada, "düşük büyüme ve düşük faiz ortamı" devam etmektedir.
-Bu konjonktürde, Türkiye için doğru politika bileşimi, düşük faiz ve dengeli büyümedir.
-Dengeli büyüme, iç dengeyi (fiyat istikrarını) ve dış dengeyi (ödemeler dengesini) gözeterek büyüme anlamına gelmektedir.
-Fiyat istikrarı ve finansal istikrar birbirini tamamlayıcı amaçlardır.
-Kredi büyümesinde ve döviz kurlarında aşırı oynaklığın azaltılması, hem fiyat istikrarına, hem de finansal istikrara katkı sağlamaktadır.
- MB, önümüzdeki dönemde de elindeki politika araçlarıyla, dengeli büyümeyi destekleyecektir.
***
Şurası kesin.
Para otoritesinin refleksleri değişmemiş.
-MB, iç talebin, kredilerin ve dolayısıyla cari açığın, belli bir eşiğin üzerine çıkarak finansal riskleri tırmandırmasını istemiyor.
Peki..
-MB'yi sürekli sanık sandalyesine oturtan ve kafa karışıklığıyla itham edenlerin kafaları ne durumda?
Son iki yıldır söyledikleri şu:
-Finansal istikrar, karın doyurmuyor! MB, büyümeyi engellemek için elinden geleni yapıyor.
Ne diyelim?
Anlaşıldığı kadarıyla, "ahbap çavuş kapitalizmi" bir hayli bağımlılık yapmış. Geçmişin çift haneli faizlerine, IMF kredilerine ve Ankara'dan bölüştürülen rantlara hasret çekiliyor, ama o günlere dönmek mümkün değil.
***
Yol haritamız bellidir:
- Her şeyden önce, para ve kur politikalarını, her derde deva bir iksir gibi algılamaktan vazgeçmek zorundayız.
Tüm kafası karışıklara ve ortalığı karıştırmak isteyenlere saygıyla duyurulur.