Kaynaklar sınırsız mı?

A -
A +

Politikacı yırtınıyor: -İktisat kitapları yanlış yazıyor, sevgili vatandaşlarım! Kaynaklar sınırlı değildir; ihtiyaçlar sınırlıdır. Hızını alamayıp devam ediyor: -Bizim "borumuz" da var, "petrolümüz" de var. Var oğlu var.. Biz, zengin kaynakların fakir bekçisiyiz. *** Ne diyelim? Popülist politikacının kafasındaki muhayyel kaynaklar, gerçekten sınırsızdır. Politikacı, geçmişte olduğu gibi, banknot matbaasını, KİT'lerin ve kamu bankalarının görev zararlarını da kaynak olarak görebilir. Ne var ki, "kaynakların sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olması" evrensel bir gerçektir. İktisadi problem, buradan kaynaklanmaktadır. Bu problem, sadece az gelişmiş ülkeler için değil; gelişmiş ve petrol-doğal kaynak zengini tüm ülkeler için de aynen geçerlidir. Dağlarınızdan bor, denizlerinizden petrol ve doğal gaz fışkırsa da, durum aynıdır. İki kefeli bir terazi düşünelim. Kefelerin biri ihtiyaçları (bireysel ve toplumsal), diğeri kaynakları simgelesin. Böyle bir terazinin, ihtiyaçları simgeleyen kefesi, her zaman daha ağır basar. Kefelerde bulunanların niteliği ve niceliği, ülkeden ülkeye değişebilir, ama ağır basan kefe, ihtiyaçlar kefesidir. İktisatçılar bu gerçeği, "Nedret Kanunu" ya da "Kıtlık Kanunu" diye isimlendirir. Buradaki nedret ya da kıtlık kavramı, ihtiyaçların kaynakları sürekli olarak aştığını anlatmaktadır. Kaynakların sınırlı olması, her ülkeyi "bir tercih ve alternatif maliyet" problemi ile karşı karşıya bırakır. Ne, nasıl, ne kadar, kimler için? Gelişmişlik düzeyleri farklı da olsa, tüm ülkeler, temel iktisadi problemin nefesini enselerinde hissederler. Dünya üzerinde, aşağıdaki sorulara cevap aramayan hiçbir ülke yoktur. Sorular şunlardır: * Ne üretilmeli? * Nasıl üretilmeli? * Ne kadar üretilmeli? * Kimler için üretilmeli? * Üretim, istikrarı delmeden nasıl büyümeli? Yukarıdaki sorular, kaynakların sınırlı, ihtiyaçların ise sınırsız olmasının yansıması değil midir? Sorular, dünyanın her yerinde aynıdır, fakat cevapları farklıdır. Bir ülkenin süper güç olması, kaynakların sınırlı olması gerçeğini değiştirmez. Soruların cevabı, ülkeden ülkeye ve içinde bulunulan zaman dilimine göre sürekli değişir; ama sorular değişmez. Bir başka deyişle, sorular sabit; cevaplar, müteharriktir. Günümüzde, küresel gerçekleri dikkate almadan sorulara cevap aramak, yeni problemler üretmekten başka bir işe yaramaz. İktisadi problemi, aşağıdaki amaçlara indirgeyebiliriz: * Kaynak dağılımında etkinlik * Gelir dağılımında adalet * Ekonomik istikrar * Ekonomik büyüme ve kalkınma İktisat politikaları, özellikle kısa dönemde, amaçlar arasındaki çatışmaların belirginleştiği bir alandır. Dolayısıyla, iktidara gelme iddiası olan ciddi bir siyasi irade, yukarıdaki amaçların tamamına ulaşmayı garanti edemez. Yani? Yanisi şu: Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.