Kelebek gibi uçamaz!

A -
A +

Soru şu: - Merkez Bankası (MB), "termometre" gibi mi olmalı? Yoksa.. -"Termostat" gibi mi.. Bilindiği gibi, termometre, ölçer; tepki vermez, fakat termostat, tepki verir. Taş fırın iktisatçılarına göre: -MB, termometre gibi ölçmeli, gerektiğinde termostat gibi tepki verebilmeli.. Tercüme edersek: - Kelebek gibi uçmalı, arı gibi sokmalı! Ne diyelim? Emriniz olur! Finansal dalgalanmaları ve krizleri, süratle müdahale edilebilen bir "mühendislik hatası" gibi algılamak, son derece miyop bir yaklaşımdır. Şunu unutmayalım: Sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir dünyada, para otoritesi, "Kelebek gibi uçamaz, arı gibi sokamaz!" *** Peki, MB fiilen ne yapıyor? MB, içeriye ve dışarıya bakıyor. Önündeki tablonun geçici mi, kalıcı mı olduğu konusuna kafa yoruyor. Daha sonra, karar veriyor. Sizce.. Para otoritesinden, bir termometrenin ya da termostatın duyarlılığını ve kıvraklığını bekleyebilir miyiz? Elbette bekleyemeyiz. Günümüze gelirsek.. Cari açık, tahminlerin ötesinde sürekli tırmanıyor. Açığın finansmanında sıcak paranın payı, ürkütücü boyutlara ulaşıyor. Diğer taraftan, sıcak para girişi devam ediyor. MB'nin gözlüğüyle ifade etmek gerekirse: "..Bankacılık sektörümüzde genel olarak, borçların vadesinin varlıkların vadesinden daha kısa olması, sektörü likidite ve faiz riskine maruz bırakarak, bankacılık sisteminin şoklara karşı hassasiyetini.." artırıyor.(*) *** Dolayısıyla.. Muhtemel dış şoklar ve küresel likiditede ortaya çıkabilecek sarsıntılar karşısında gafil avlanmamak için, geçtiğimiz aralık ayında bir dizi tedbir alındı. Bu kapsamda: * Türk Lirası zorunlu karşılık oranlarında, mevduatın vade yapısına göre farklılaştırma ve artış yapıldı. Bankaların repo işlemlerinden sağladıkları fonlar, zorunlu karşılık yükümlülüklerine dâhil edildi. Piyasa likiditesi, yaklaşık 7.6 milyar Türk Lirası ve 200 milyon ABD doları azaltıldı. * Tüketici kredilerine uygulanan Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) kesintileri artırıldı, konut finansmanı kullanımında borç/değer oranı üst sınırı, yüzde 75; bankalar için sermaye yeterlilik oranı, yüzde 12 olarak belirlendi. *** Netice itibariyle.. MB, ekonominin kısa vadeli sermaye hareketlerine endekslenerek çok fazla coşmasını, balon oluşturmasını ve risk biriktirmesini istemiyor. Acaba.. -Atılan taş, ürkütülen kurbağaya değecek mi? Cari açığımızı finanse edenlerin, daha doğrusu, elektronik ortamda kelebek gibi uçanların, arı gibi sokanların, "portföy ve vade" tercihlerini mükemmelen kestirebilmek mümkün değil. Galiba, son sözü onlar söyleyecek. Bekleyelim ve görelim. ..... (*) Zorunlu Karşılıklara İlişkin Basın Duyurusu, 17 Aralık 2010

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.