Komşu, bizden öğrenmiş!

İnternet ortamı müthiş. Geçenlerde, dedeleri İstanbul doğumlu, bir Yunan iktisatçı ile tanıştım. Tahmin edebileceğiz gibi, hemen sordum: - Ne olacak bu Yunanistan'ın hali? Nasıl becerdiniz? Cevap, ders yüklü ve bir o kadar da kışkırtıcıydı: -Sizden öğrendik! Hemen tepki gösterdim: -Yahu, biz sizin gibi değiliz ki.. Eski defterleri karıştırarak, taşı gediğine koydu: -1990'lı yılların sonunda, ünlü yatırım bankaları, kredi derecelendirme kuruluşları, AB, OECD ve IMF tarafından yazılan Türkiye raporlarını unuttunuz mu? 2001'de Kemal Derviş'i niçin getirdiniz? Gazeteler,"Türkiye, iflas etti; moratoryum ilan edebilir!" tarzında manşetler atıyordu. Günümüze gelirsek.. Söylediği şu: Yaklaşık 450 milyar dolar dış borcu bulunan Yunanistan, milli gelirinin yüzde 130'u kadar borçlanabilmiş. Kamu açığı, milli gelirinin yüzde 15'ine ulaşmış. Bu durumda, kendisi batmasa da, birilerini batırması ihtimal dahilinde. Euro öncesi dönemde, Yunan parası Drahmi ile bu kadar rahat ve sorumsuz davranabilir miydi? ***** Anlaşıldığı kadarıyla.. Yunanistan'ın, AB'nin "zayıf halkası ve hasta adamı" diye anılması boşuna değil. Küresel kriz olmasa da vaziyet kötüymüş. Yunanistan, AB çatısı altında, hiç de hak etmediği bir kredibiliteyle kıyasıya borçlanmış. Euro Bölgesi'nin avantajlarını kötüye kullanmış. AB medyasından öğrendiğimize göre, kritik ekonomik ve finansal verileri de tahrif etmiş. Bazı gerçekleri saklamış; deyim yerindeyse, boy aynasına hiç bakmamış. Dolayısıyla, saatli bombanın patlama zamanını ötelemiş. Bir başka ifadeyle, maliye ve para politikalarını kurala bağlıyan Maastricht Kriterleri'ni terk etmiş; Atina Fantezileri ile flört etmeye başlamış. Sonuç mu? Sonuç ortada! ***** Ne mi yapacak? Türkiye'nin uyguladığı istikrar programlarının omurgasını, "mali disiplin ve yapısal reformlar" oluşturuyordu. Yunanistan da öyle yapacak. Mali disiplinin olmadığı bir ülkede, hiçbir iktisat politikasının dikiş tutmadığını, yaşadığımız bir dizi acı tecrübe ile öğrendik. Komşu da öğrenecek.