Yakıştırmak önemlidir. Becerebilene, ne mutlu.. Kapitalizmi nitelemek için, pek çok şey yakıştırılmıştır. Mesela.. -Ahbap çavuş kapitalizmi, piyasa düşmanı kapitalizm, vahşi kapitalizm, devlet kapitalizmi, tekelci kapitalizm, kumarhane kapitalizmi.. Liste uzatılabilir. Zamana ve konjonktüre göre, başkaları da gündeme gelebilir, ama şimdilerde revaçta olanı belli: - Kumarhane kapitalizmi, saygılar sunar! Spekülatif sermaye akımlarının etkisi arttığında, sistemi "kumarhane kapitalizmi" (casino capitalism) diye algılıyoruz. ABD kaynaklı küresel resesyondan sonra, kapitalizme yönelik radikal eleştirilerle birlikte, "kumarhane" sözcüğünü daha sık telaffuz eder olduk. Yani? Yanisi şu: Ortam değiştikçe, söylem de değişiyor. Kriz ortamı, insanların geçmişe ve geleceğe bakışını köklü bir biçimde sarsıyor. Daha önce düşünülmeyenler, göz kırpıyor. Dolayısıyla, böyle bir yakıştırmanın nüksetmesine şaşmamak lâzım. *** Peki, geçmişte kapitalizme ve krizlere bakış nasıldı? Soğuk Savaş yıllarında, "piyasa mı, devlet mi?" sorusu sık sık gündeme gelirdi. İktisatçılar bu sorunun cevabını ararken, deyim yerindeyse, depresyona girdiler, kurdeşen çıkardılar. Sonraları işin kolayını buldular; bu soruya, "yanlış" dediler. Haliyle, yanlış sorunun "doğru cevabı" olamazdı. Cevabı aranan soru, "Nasıl bir piyasa, nasıl bir devlet?" şeklinde değiştirildi. Gelelim günümüze.. Piyasalar problem çözmek yerine, problem üretmeye başladıklarında, problemin bir parçası haline geldiklerinde işler karışıyor. Aslında, tarih tekerrür ediyor. Finansal kumarhanenin karizması çiziliyor, hukuku sarsılıyor. Dahası, krupiyeler işsiz kalıyor. Netice itibariyle.. Küresel kriz, aynı soruyu tetikliyor: -Nasıl bir piyasa, nasıl bir devlet? Tartışma, iki farklı eksene yoğunlaşıyor: -Oyunun kurallarını değiştirelim. -Oyunun kurallarına dokunmayalım, sistemin içinde çözüm arayalım. Anlaşıldığı kadarıyla, küresel firavunlar, oyunun kurallarını değiştirmeyi tasarlayan çözümlere pek sıcak bakmıyor. Oyunun kuralları içinde, yeni arayışlar sürüyor. *** Bugüne kadar ne mi öğrendik? İster ulusal, ister küresel düzeyde olsun, sonuç değişmiyor: -Taşınamayacak riskleri barındıran bir finansal düzen, deprem dalgalarının şiddetini artıran, çürük bir zemini çağrıştırıyor. Ne diyelim? -Zemin, muhkem ola! Devlet mi? -Devlet, hakem ola, şut çekmeye.. Kolay gele!