İki yıl önce, "Moda lâflar, boş lâflar, içi boşaltılmış lâflar" başlığı altında bir şeyler yazmıştım. Geçenlerde, "boş lâflar, içi boşaltılmış lâflar" listesine bir göz atayım dedim. Hayretle gördüm ki, özellikle muhalefet cephesinde içi boşaltılmış lâfların egemenliği sürüyor. Demek ki, lâfların içini doldurmakta pek başarılı olamamışız. "Boş lâf" ile "İçi boşaltılmış lâf" arasında ne fark var? İsterseniz, her ikisi için birkaç tane örnek verelim. Mesela, "Kısır iseniz, hiç endişe etmeyin; irsi değildir, çocuklarına geçmez!" dediğinizde ya da "Enflasyon fiyatlara dahildir" diye ahkâm kestiğinizde, boş ve saçma bir lâf etmiş olursunuz. "Ülke son derece kritik bir dönemden geçiyor!" ya da "Her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günlerde..." tarzında beyanat verdiğinizde, "İçi boşaltılmış laf" üretmiş olursunuz. Bunlara "itibarsız lâflar" demek, belki de daha doğrudur. Liste değişmiyor! Hatırlatmak gerekirse, listemizde yer alan içi boşaltılmış incilerden bazıları şöyleydi: -Milli irade tecelli etmiştir... -Her şey milletin gözü önünde cereyan edecektir...(Genellikle, darbe dönemlerinde söylenir!) -AB, bizi almamakta kararlı. -AB'ye girmekte kararlıyız. -Türkiye, AB'nin doğal üyesidir... -Tam üyeliğimizin geciktirilmesine suskun kalamayız... -Dış güçler, ülkemizin kalkınmasını istemez. - Dokunulmazlığımın kaldırılmasını bizzat ben istedim... - Ne yaptıysak, ülkemiz ve devletimiz için yaptık... - Mesele yargıya intikal etmiştir... - Halkın iradesine her zaman olduğu gibi saygılıyız... -Devleti küçülteceğiz. -Devletin küçültülmesine izin vermeyiz. -Ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik dinamikleri her zamankinden daha güçlü. -Bu konuda susma hakkımı kullanmak istiyorum. - Memuru, enflasyona ezdirmeyeceğiz... - Benim işçim, benim köylüm, benim memurum, benim emeklim... benim hortumcum! - Oyuna gelmeyelim... - Kıbrıs'ı vermeyiz... - Ege'deki haklarımızı sonuna kadar savunuruz... - Özel sektörün ve KOBİ'lerin önünü açıyoruz... - Küreselleşmeye entegre olduk... - Yunanistan'a gerekli cevabı verdik... - KİT'leri peşkeş çektirmeyiz.. - Özelleştirmeden geri dönüş yok... - Milli mutakabat hükümeti kurulsun... - Teknokratlar hükümeti, ülke sorunlarını çözer. - Türk halkının sağduyusuna güveniyoruz... - Halkın kandırılmasına asla izin vermeyeceğiz... - Kamu yönetiminde şeffaflık temel prensibimizdir... *** Gördüğünüz gibi, Ankara'nın gündemi bizim listeyi eskitememiş. Listemiz, kuyruğu dik tutmaya devam ediyor. Esasen, boş lâf sürecine katkıda bulunanlar, bir süre sonra kendi saygınlığını da kaybediyor, karizmayı çizdiriyor. Bize göre, boş lâflardan, içi boşaltılmış ya da itibarı zedelenmiş, örselenmiş lâflardan kurtulabilmenin bir tek yolu var: Söz konusu lâflara itibarlarını iade etmek, içlerini doldurmak. *** Bunların içini kim dolduracak? İçini boşaltanlar dolduracak. Eskiler ne güzel söylemiş : "Lâf ola, beri gele!"