Lütfen kemerlerinizi çözmeyiniz!

A -
A +

2011'in üçüncü çeyreğinde, yüzde 8.2, yani tahminlerin bir hayli üstünde büyümüşüz. Böylece, dokuz aylık büyüme, yüzde 9.6'ya tırmanmış. Yorumlar muhtelif: -Göklere çıkaran da var, yerin dibine batıran da.. Doğrusu, rakamlardan vazife çıkarmak ve ortalığı karıştırmak bakımından çok becerikliyiz. Ne diyelim? -Her iki kesime de, "insaf ve iz'an" diliyoruz. *** Gelelim konumuza.. Büyüme rakamlarının geleceğe yönelik ne kadar bilgi taşıdığı elbette çok önemli. Genel olarak ifade etmek gerekirse, şablon değişmemiş: -Ne kadar açık, o kadar büyüme! Özetle: -Ekonominin çarkı, "yüksek iç talep+dış kaynak" ikilisiyle dönüyor. -Büyümeye kalktığımızda, cari açık veriyoruz. Söz konusu yapılanma, "...büyüme-cari açık-büyüme-cari açık..." döngüsünü kaçınılmaz kılıyor. -Üretimin ve ihracatın ithalata olan bağımlılığını bugünden yarına ortadan kaldırabilmek mümkün değil. *** Cari açık, yılın ilk on ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 93.9 artışla, 65.06 milyar dolara dayanmış. Ekim ayında, beklentilerin altında, 4.1 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, fakat aylık açığın neredeyse dörtte üçünü, rezerv eriterek finanse etmişiz. Bir başka deyişle, cepten yemişiz. Aslında, Temmuz ve Ağustos aylarında da benzer eğilimlere tanık olmuştuk. Esasen, geleceğe yönelik kasvetli senaryoların çoğu, buradan besleniyor. Peki, bu veriler trend oluşturur mu? -Yaşadığımız küresel çalkantı ortamında, cari açığımızı finanse edenlerin "portföy ve vade" tercihlerinin nasıl bir seyir izleyeceğini mükemmelen bilemiyoruz. Bildiğimiz şudur: -2012'de, cari açıkla birlikte, büyüme de düşecek. Önemli olan nedir? Önemli olan, bu sürecin finansal çalkantıya yol açmadan, "yumuşak bir inişle" gerçekleşmesidir. Ekonomi yönetimi, "yumuşak iniş" konusunda herhangi bir problem görmüyor. *** Mesela.. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, geçtiğimiz Eylül ayının sonunda şöyle bir açıklama yapmıştı: -Türkiye'de yumuşak iniş gerçekleşti. Uçağın tekerlekleri yere değdi, pistte hareket etmeye devam ediyoruz. Kemer ikaz ışıkları henüz sönmedi. Lütfen kemerlerinizi çözmeyiniz, uçak henüz park etmedi. İşin zor kısmını geçtik, yumuşak iniş gerçekleşti, fırtına da arkadan geliyor, fotoğraf böyle! *** Demek ki neymiş? -Biz inmişiz de, farkında değiliz! Sayın Başçı'nın açıklamasının bir bölümünü aynen paylaşıyoruz: - Lütfen kemerlerinizi çözmeyiniz, uçak henüz park etmedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.