İlkokul yıllarında, "patates baskısı" yapardık. Şimdilerde "mahalle baskısı" çok popüler. Mahalle baskısı diye tanımlanan kaşıntı, sadece bizde değil, birçok ülkede mevcuttur. Anormal olan nedir? Anormal olan, kaşıntıyı kangrene çevirme konusunda sistematik gayret sarf etmektir. Her mahalle kavgası, mahalle baskısı değildir. Mahalle baskısının mutlaka kavga ile sonuçlanması gerekmez. Maksûd eserse, bir bakış kâfidir! Şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım. -Mahalle baskısı denilen bir takım lokal olaylardan sonra, durumdan vazife çıkararak, ülkeyi karıştırmak isteyenler var mı? -Elbette, hiç şüpheniz olmasın. -Medyamızın bir bölümü, halkımızın yaralarını sortilemekten zevk alıyor mu? -Hem de nasıl.. Tıpkı at sineği gibi! *** Mesela.. -"Ben Boğaz'da içemeyecek miyim, kardeşim?" diye yola çıkarak, sosyolojik analiz döktüren gazeteci dostlarımız var. Bunlardan bazıları, "Rakı+Balık+CHP= Çağdaş Türkiye" diyebiliyor. Doğrusu merak ediyorum. Rakıyı ve çağdaşlığı aynı denkleme sokmak, garnitür olarak da CHP'yi eklemek, nasıl bir zihniyetin ürünü? Çağdaşlığın simgelerini siz mi belirliyorsunuz? Bu ülke sizden mi soruluyor? Ben de kalkıp, "Balık+Çoban Salatası= Demokratik Türkiye" desem, böyle bir mönü sizi rahatsız eder mi? Başka birileri, "Lahmacun+Çiğ Köfte+Ayran= Öteki Türkiye" dese, hoşunuza gider mi? Yer misiniz? Dahası.. -Büyük ölçüde, masa başında kotarılan -Sonuçları önceden belli -Medyatik bir bombardımanla kamuoyuna açıklanan, haftalarca tartışılan, bir dizi "çakma araştırma", mahut ve menfur provokasyonlara, dolgu maddesi olarak hizmet veriyor. *** Diyeceğimiz şudur: -Bu milleti rahat bırakın. Halkımız, modası geçmiş psikolojik savaş yöntemlerini artık yutmuyor. -Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili ülkemizde, korkuları kışkırtarak iktidar olamazsınız. İktidar korkudan değil, umuttan çıkıyor. Denemesi bedava..