Gazetemizin çok okunan, haftalık "Kadın" sayfasında makyajın incelikleri anlatılmış. Aşağıdakileri okuyunca, tıpkı Temel gibi bendeniz de biraz alındım. Bakınız neler denmiş:(*) Burnunuz uzunsa: Burun ucunuza koyu renk fondöten uygulayın. Fondöteniniz kompakt fondöten olursa ve nemli süngerle uygularsanız çok daha iyi sonuç alırsınız. Burnunuz genişse: Gölge ve ışığı kullanın. Burnunuzun üzerine (burun kemiğiniz boyunca) daha açık tonda; burun kanatlarınıza ise daha koyu tonda fondöten sürün. Burnunuz uzun ve geniş değil ise, kurtardınız demektir. Hem uzun hem de geniş ise, size uygun makyajımız yok; özür dileriz. Erkek milleti makyaj yapmaz, ama eski Mısır'da firavunlar çok makyajlıymış. Cesetlerine bile makyaj yapmışlar, mumyalamışlar. Fondötenli kamu maliyesi olur mu? Makyaj, genellikle estetik kaygılarla, görüntüyü kurtarmak gerçeği gizlemek için yapılıyor. İsterseniz, gerçeklerden kaçış çabası da diyebilirsiniz. Acaba diyorum, Maastricht Kriterleri'ne uyum sağlamak için de makyaj yapabilir miyiz? Kozmetik endüstrisi, bize bu konuda yardımcı olabilir mi? Maalesef mümkün değil, çünkü söz konusu kriterler, makyajı önlemek için formüle edilmiş. Kadınların makyajına aklım ermez, ama ekonominin makyajlısını sürdürebilmek popülizmin uzmanlık alanına giriyor. Geçmişte böyle bir dizi fiyaskomuz oldu. Mesela: * Açıkları gizlenmiş, fondötenli bir kamu maliyesi * Bilançoları ojeli ve rujlu bir banka sektörü * Bol parfümlü ve pudralı bir kara para ekonomisi ile devam edemezsiniz; makyajınız sizi ele verir. 2001 krizi, halının altına süpürülenleri ortaya döktü. Ekonomi, makyajı dökülmüş kokana görüntüsü vermeye başladı. Şiddetli bir sağanak yağmur, İstanbul'un makyajını dökebiliyor. Geçen kış, yoğun kar yağışı da aynı şekilde sonuçlandı. Avrupa Birliği, hormonsuz ve makyajsız bir büyüme için gerekli olan çerçeveyi, Maastricht Kriterleri ile belirlemiş. Şöyle ki: * Her üyenin yıllık ortalama enflasyon oranı, fiyat artışı en düşük üç üye devletin yıllık enflasyon oranı ortalamasını en fazla 1.5 puan geçebilecek. * Üye devletlerin planlanan, ya da fiili kamu açıklarının gayri safi yurtiçi hasılalarına oranının yüzde 3'ü aşmaması gerekiyor. * Üye devletlerin planlanan, ya da fiili kamu borç stoklarının, gayri safi yurtiçi hasılalarına oranının yüzde 60'ı geçmemesi zorunlu. * Her üye devlet, fiyat istikrarı bakımından en iyi sonucu sağlayan üç üye devletin ortalama nominal uzun vadeli faiz oranını en fazla 2 puan aşabilecek IMF'ye verilen niyet mektupları, ekonomiyi felç eden hormonları ve problemleri gizleyen kozmetik oluşumları temizlemeyi öngörüyor. İmzalanmayı bekleyen yeni Stand-by, yılların birikimi olan popülist makyajın son tortularını kazımayı hedefliyor. Hazır mıyız? ***** (*)Türkiye Gazetesi, 9 Ekim Cumartesi s.11