Mesajı aldık mı?

A -
A +

Dış kaynaklı türbülans, piyasaları bir hayli silkeledi. İsterseniz, bir dizi sanal zevata kulak verelim: *İHRACATÇI: İhracatçı Ahmet Bey, döviz kurunun tırmanmasından memnun. Ne var ki, geçmişte olduğu gibi, kur geriye gelir mi, enflasyon kuyruğu diker mi, YTL cinsinden maliyetlerim yükselir mi, tarzında bir dizi endişe taşıyor. *İTHALATI DA OLAN İHRACATÇI: Mehmet Bey, ağırlıklı olarak AB ülkelerine ihracat yapıyor, ama Mehmet Bey'in üretimi, ithal girdiye son derece bağımlı. Dolayısıyla, kur artışı, onun açısından her iki tarafı kesen bir kılıca benziyor. Önünü görmekte zorlanıyor. *İTHALATÇI: Hakkı Bey, son türbülanstan sonra, fiyat vermekte güçlük çekiyor. Faizin ve dövizin yükselmesiyle, iç talebin gerileyeceğini düşünüyor. 2001 krizinden önce, ekonomik programa ve televoleci iktisatçılara inanarak döviz cinsinden kredi kullanmış, zarar etmiş. Şimdilerde yoğurdu üfleyerek yiyor. *SANAYİCİ: Sanayici Recep Bey, iç pazara yönelik üretim yapıyor. Son iki yıldır, Çin menşeli ithal girdiye ağırlık vermiş. Kur artışı, onu da düşündürüyor. Rekabetçi bir sektörde çalıştığı için, kur artışını otomatik olarak fiyatlarına yansıtamıyor. Verimliliğini artırmaya ve maliyetlerini düşürmeye çalışıyor. *YABANCI YATIRIMCI: Bay Jack Investor, AB ve IMF çıpalarının eşliğinde, yapısal reformlara devam edilmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyor. "Oyunun kuralları önceden belirlenmeli, oyunun yarısında kurallar değişmemeli" diyor. Haksız mı? *TÜCCAR: Kemal Bey, öz kaynak verimini artırmak için kredi kullanmış, vade ve para cinsi (YTL ve döviz) bakımından, uyumsuz pozisyonlar almış. Son günlerde, zararını hesaplamakla meşgul. Aynı çukura ikinci defa düştüğü için, keyifsiz görünüyor. *RANTİYE: Sansar Bey, elektronik ortamda dolaşan bir kelebeği çağrıştırıyor. Reel sektörün aktörlerinin aksine, dumanlı havayı çok seviyor. Krizler onu olgunlaştırmış. Yaşadığımız son türbülanstan önce, döviz cinsinden açık pozisyon taşıyormuş. Bir yabancı yatırım bankasının ikazı ile pozisyonunu kapatmış. "Ben demiştim zaten!" tafrasıyla, caka satıyor. *MÜTEAHHİT: Müteahhit Dursun Bey, bir toplu konut projesi üzerinde çalışıyor. Faizin yükselmesi, vadenin kısalması onu ürkütmüşe benziyor. Gayrimenkul sektöründe oluşan balondan ve artan maliyetlerden rahatsızlık duyuyor. *TURİZMCİ: Turizmci Tosun Bey, kur artışından memnun. Yeni bir enflasyon dalgasıyla YTL bazlı maliyetlerinin sıçramasından endişe ediyor. Yatırımlarını genişletmek için istikrarlı kur, istikrarlı faiz istiyor. Halen, "Bekleyelim, görelim!" diyor. Hormonsuz olsun! Örnekler çoğaltılabilir. Dikkat edilirse, Sansar Bey haricinde, tamamının dolaylı ya da dolaysız olarak verdiği ortak mesaj şudur: * Son üç yılda sağlanan istikrar ortamı ve ekonomik büyüme devam eder mi? Yukarıdaki soruya "Evet!" diyebilmek için, hormonsuz bir biçimde büyümek zorundayız. "Hormonsuz büyüme" kavramını özetle şöyle ifade edebiliriz: *Büyümenin bileşimi ve finansmanı, fiyat istikrarını tehdit etmemeli, telef etmemeli; büyüme, krize toslamamalı. *Büyüme, cari işlem açıklarını finanse edilemez boyutlara taşıyarak, ekonomiyi saatli bir bombanın üzerine oturtmamalı. *** Siyasetin ve ekonominin tüm aktörlerine, hayırlı işler diliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.