Nasıl gidiyor?

A -
A +

Ekonomi iyiye gidiyor" dediğimiz zaman, böyle bir yargı, "Tüm problemlerin kökünü kazıdık!" anlamına gelmiyor. İstikrar programının hedeflerini tutturduğumuz ölçüde, iyiye gittiğimizi söylüyoruz. Son üç yıldır, "büyüme, enflasyon ve faiz dışı fazla" diye tanımladığımız hedefleri tutturduk; borç dinamiklerini iyileştirme konusunda (borç/GSMH oranını düşürerek, vadeyi uzatarak, reel faizi gerileterek) önemli adımlar attık. 2005 yılı itibariyle, petrol fiyatlarında sıçrama ve FED'in (ABD Merkez Bankası) faiz artışlarına rağmen, cari açık hariç, temel hedeflerde sapma olmadı. Cari işlem dengesine ilişkin hedefi ıskaladık; cari işlem açığı, geçen yıl olduğu gibi, büyümesini sürdürüyor. Cari açığın boyutlarını aşan bir sermaye girişi var; açığın finansmanında, "borç dışı kaynaklar" ağırlık kazanıyor. Olumlu beklentilerin sağladığı ivmeyle, dolarizasyonun azalması ya da "ters para ikamesi" diye tanımladığımız bir sürecin de katkısıyla, YTL, değer kazanmaya devam ediyor. Sonuç olarak, cari işlemler açığımızı finanse edenler, hâlâ ürkmüyor. Demek ki, sadece cari işlem açıklarıyla kriz çıkaramıyoruz. Kasım 2002'den bu yana, bir dizi yapısal reformu uygulamaya koyduk. Yapısal reformlar, iç ve dış şokların etkisini hafifletmeye yönelik birer amortisör gibi hareket ettiler. Bankacılık, vergi ve sosyal güvenlik alanlarına ilişkin reform çalışmaları, halen devam ediyor. Bu arada, özelleştirme ve direkt yabancı sermaye girişi konusunda başarılı projelere imza attık. Mali disipline devam! Hazine'ye kısa vadeli avans açamayan, kur ve para politikası araçlarını seçmekte özerk bir Merkez Bankamız var. Merkez Bankası(MB), 2006'da "enflasyon hedeflemesi" diye bilinen bir çıpayı piyasalara deklare edeceğini açıklamakla, Hükümet'in mali disiplinden sapmayacağına ilişkin beklentisini de dile getirmiş oluyor. Ne var ki, geçen hafta MB tarafından yapılan açıklamada vurgulandığı gibi, FED'in faiz oranları, küresel likidite ortaya çıkabilecek sarsıntılar, petrol/enerji fiyatlarında muhtemel artışların yanı sıra, başta kira olmak üzere hizmet fiyatlarındaki dirençler, 2006 enflasyon hedefinin önündeki riskleri oluşturuyor.(*) Geçmişte, krize girdiğimiz yılların öncesinde de, büyüyen bir ekonomi vardı, ama söz konusu yıllarda, mali disiplini sağlamadan, yüksek kronik enflasyon ile vaziyeti idare etmeye çalışıyorduk. Halen, Mayıs 2005-Mayıs 2008 dönemini kapsayan, bir IMF destekli istikrar programı uyguluyoruz. Avrupa Birliği ile müzakerelere başladık. IMF ve AB çıpaları birbirinin alternatifi değil, tam tersine biri birini destekleyen ve tamamlayan çıpalar. IMF'ye verilen niyet mektupları, ekonomiyi felç eden popülist hormonları temizlemeyi öngörüyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi, kaynak dağılımı ve bölüşüm süreçlerine popülizm ile yön verebilmek artık mümkün değil. İşte alternatif! Diyelim ki, bu programı beğenmiyorsunuz. Peki, alternatif olarak ne yapabilirsiniz? Mesela: Politik irade, geçmişte olduğu gibi, kronik enflasyonun, devam ettirilmesi yönünde tecelli edebilir, o zaman, makroekonomik istikrarsızlığı, medyatik bir bombardıman altında topluma başka türlü pazarlayabilir, istikrarsızlığın rantlarını bölüştürebilirsiniz. Topluma, hastalığın tedaviden daha iyi bir alternatif olduğunu söyler ve bu optik yanılgının kabul ettirilmesinde başarılı olabilirsiniz. Dinamitin fitilini uzatarak patlamayı erteler, fitilin uzatılmasını istikrar programı olarak yutturabilirsiniz. Peki, ya sonra? Sonra krize toslar, IMF'nin kapısını çalarsınız. Her zamanki gibi... *** (*) www.tcmb.gov.tr http://www.tcmb.gov.tr Enflasyon ve Görünüme İlişkin Basın Duyurusu 09.11.05

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.