One minute!

Ekonomi, katır gibidir. Ne zaman, ne yapacağı ,hiç belli olmaz. "Cilve yap!" dersiniz, çifteyi yersiniz. Küresel resesyondan ürken Türkiye ekonomisi, çifte atmayı sürdürüyor. 2008'in son çeyreğine ilişkin yüzde 6.2'lik daralma ve artan işsizlik, tedirginlik doğurdu. Hedefler, revize edildi. 2009'da, yüzde 3.6 küçülme öngörülüyor Büyümenin "nimetleri" ya da küçülmenin "külfetleri", eşit bir biçimde paylaşılmıyor. Ekonomi, bir türlü bize yaranamıyor. Küçüldüğümüzde, üzülüyoruz. Büyüdüğümüzde ne yapıyoruz? Büyüdüğümüz yıllarda da kaprislerimiz bitmiyor. Son beş yılın (2002-2007) büyüme rakamları söz konusu olduğunda, başlıyoruz söylenmeye. Nasıl mı? Mesela şöyle: Biz büyümedik, şiştik. Bu büyüme, hormonludur; balondur. Büyüme, istihdam artışı getirmiyor, kayıt dışı istihdamı artırıyor, ülkeyi fakirleştiriyor, gelir dağılımını daha da bozuyor. Sıcak paranın desteği ile, cari açığı tırmandırarak, düşük kurdan ithalatı pompalayarak büyümek marifet değildir. İthalata dayalı büyüme, esnafı, tüccarı öldürmüştür. Liste, uzatılabilir. Hiç şüpheniz olmasın, büyümeye başladığımızda, aynen yukarıdaki gibi sızlanmaya devam edeceğiz. Özellikle muhalefet, beyanat ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla, benzer eleştirilere hız verecek. *** Geçmişte, "yüksek iç talep" ve "dış kaynak" sağlandığı sürece, kronik enflasyona rağmen, ekonominin hormonlu bir biçimde büyüyebildiğini, sonra da krize tosladığını biliyoruz. Bakınız, küresel resesyonun olmadığı yıllarda ne olmuş? -1990 - 2001 arasında, ortalama büyüme % 3.2'ye gerilerken, enflasyon %75'e tırmanmış. -Ekonomi, 1994,1999 ve 2001'de (sırasıyla-6.1,-6.4,-9.5 olmak üzere) tam üç defa negatif büyümüş. Anlaşılacağı üzere, vaktiyle durum çok farklıymış, tamamen kendi imkanlarımızla becermişiz. *** İşte tam bu noktada, "one minute" diyoruz: 2002- 2007 dönemindeki büyümeyi, "hormonlu" diyerek küçümseyenlerden; fiyat istikrarını tehdit etmeyen, ekonomiyi "sıcak para" ile değil "soğuk para!" ile hormonsuz büyüten, istihdamı artıran, büyümeyi cebe yansıtan, cari açığı azdırmayan, borç dinamiklerini bozmayan, ülkeyi IMF'ye muhtaç etmeyen, ayakları yere basan, bir alternatif program bekliyoruz. -Hiç beklemeden, acilen..