"Otobüs kalkıyor, dileyen gelsin!"

A -
A +

Seçimler yaklaşıyor, siyaset kazanı kaynıyor. Ne var ki, görüntü başka, gerçek bambaşka.. Nasıl mı? Onur Kumbaracıbaşı, geçen hafta ilginç bir konuya değinmiş. "CHP'nin sırdaş hesabı..." başlıklı yazısını, çarpıcı bir cümle ile bitirmiş: "CHP umutla T. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını bekliyor!.." *** Sebebini şöyle izah ediyor: "...Baykal yönetiminin gizli kozu, bu umutsuzluk ve seçeneksizlik! Hedefi ana muhalefette kalabilmek. Başbakanlık koltuğunu sundukları T. Erdoğan bir de Çankaya'ya çıksa, keyifler demlenecek. "Çankaya düştü, Cumhuriyeti AKP'den koruyalım!" alarmıyla vatandaş kıstırılacak. Yani T. Erdoğan'ın adaylığına karşı görünüp, Başbakan'ı tahrik ederek Köşke çıkmasını sağlamak, sanırım CHP'nin sırdaş hesabı!.. Onun için Baykal basit söz düellolarıyla yetiniyor. Partiyi ayağa kaldırarak, yüreklilikle kitleleri, sivil toplum örgütlerini coşturup, mitingden mitinge koşamıyor." (*) Onur Hoca, DSP ve SHP'nin bir araya gelebilmeleri halinde dahi, beklenen heyecanı üretecek ivmeden yoksun olduklarını vurguluyor ve ilave ediyor: "CHP ancak son dakikada klasikleşmiş "otobüs kalkıyor, dileyen gelsin" çağrısını yapacak... İttifak, birlik, birliktelik olmayacak." Siyasi partilerimiz, farklı program ve proje ekseninde birbiriyle rekabet edemiyor. Dolayısıyla ne oluyor? Bir takım muhayyel tehditlerin arkasına gizlenerek pazarlanan "Otobüs kalkıyor, dileyen gelsin!" söylemi, gündeme oturuyor. Onur Hoca'nın görüşlerini paylaşan çok sayıda politikacı var. CHP eski Genel Sekreteri Ertuğrul Günay da, otobüse binmeyi reddedenlerden. Bakınız ne diyor: "Türkiye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde halkın önüne korkuları kışkırtarak çıkarsanız, belki yüzde 1-2'lik payla seçim kârı sağlarsınız,ama hiçbir zaman iktidar olamazsınız. İktidar umuttan çıkar, korkudan çıkmaz. Muhalefetin bugün göremediği bu." ? Lâzım olabilir.. Gelelim bir başka mevzuya.. Okuyucularımıza hatırlatalım. İktisat profesörü olan Onur Kumbaracıbaşı, 18. ve 19. dönemde milletvekili seçildi. 49. Hükümet'te Bayındırlık ve İskan Bakanı olarak görev yaptı. Vaktiyle CHP Genel Başkan Yardımcısı da olan, Kumbaracıbaşı, CHP'nin barajın altında kalmasından sonra, bu görevinden istifa etmişti. Hoca'nın istifa metni şöyleydi: ''CHP bu seçimde tarihi bir yenilgiye uğramıştır. Bu sonuç, kuşkusuz hak edilmemiştir. Çeşitli çevreler böyle bir sonuç alınması için özel çaba harcamıştır. Ancak hiçbir gerekçe, yöneticilerin başarısızlığını ve sorumluluğunu ortadan kaldıramaz. Bunun doğal sonucu olarak, kişisel suçları olmasa da yetkililerin görevlerini bırakmaları, salt kendilerine değil, örgütlerine ve her şeyden önce kamuoyuna duymaları gereken saygının ifadesidir. Türkiye'deki politik yaklaşımlar içinde henüz yeterince yer almamış olmasına karşın, mutlaka yerleşmesi zorunlu olan bir geleneği anımsatmak ümidiyle istifa ediyorum.'' ***** Ne diyelim? Böyle bir geleneğin yerleşmesi, gerçekten çok önemli. Yukarıdaki istifa metni, önümüzdeki genel seçimlerden sonra, bir kısım siyaset erbabına lâzım olabilir. Bizden söylemesi.. (*) Onur Kumbaracıbaşı, "CHP'nin sırdaş hesabı..." Vatan, 16/3/2007

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.