Refleksler

A -
A +

Paranoya zararlı, refleks yararlı ve de gereklidir. Bir taraftan büyüyoruz, diğer taraftan enflasyon düşüyor, ama tedirginiz. Bazı reflekslerimiz, hemen göz kırpmaya başlıyor. Şöyle ki: * Büyüyelim, ama 'enflasyon' zıplamasın. * Büyüyelim, ama 'borç stoku' artmasın. * Büyüyelim, ama 'cari işlemler açığı' sarsıntısız bir biçimde finanse edilebilir boyutlarda kalsın; saatli bombaya dönüşerek elimizde patlamasın. *** Listeyi uzatabiliriz. Cebe yansımıyor! Ekonomi gündemini bir yönü itibariyle yukarıdaki 'ama'lar, yani tahditler belirliyor. Son zamanlarda moda olan bir söylem var, diyoruz ki: "Efendim, enflasyon düşüyor, ekonomi büyüyor, ama istihdam daralıyor, işsizlik artıyor, büyüme sokağa yansımıyor, cebe yansımıyor!" Doğrudur, ama başka doğrular da var. Bilindiği gibi, büyümenin "nimetleri" eşit bir biçimde bölüşülmediği gibi, negatif büyümenin yani küçülmenin, daralmanın "külfetleri" de eşit bir biçimde dağılmıyor. Negatif büyüme, hiç şüphesiz, olumsuz bir gelişme. Ne var ki, büyüme, istikrarsızlığın tohumlarını ekiyorsa, "sürdürülebilir" değil ise, böyle bir büyümeyi alkışlayamıyoruz. Büyüyen bir ekonomide, küçülen sektörler ve gelir grupları olabileceği gibi, daralan bir ekonomide büyüyen sektörler ve gelir grupları söz konusu olabilir. Düşük enflasyon ile birlikte büyüyen bir ekonomide (i) nispî fiyatlarda, (ii) fiyatlar genel düzeyinde, (iii) reel ücretlerde ve gelirlerde ortaya çıkan iniş ve çıkışlar, birbirinden çok farklı şeyler. Bu üçünün birbirine karıştırılmaması, doğru yorumlanması gerekiyor. Enflasyon yüzde "0" da olsa, yüzde "100" de olsa, nihaî olarak bir 'pasta'yı ya da 'çorba'yı paylaşıyoruz. Dolayısıyla, enflasyondaki düşüş ve büyüme gelir dağılımında bir nispî iyileşmeyi garanti etmiyor. Enflasyon ve gelir dağılımı arasında bulunan karmaşık ilişkileri dikkate aldığımızda, "herkesin enflasyonu kendine" diyebiliriz. Bedel mi, engel mi? Ülkenin makroekonomik öncelikleri çarpıtıldı. Türkiye yıllarca, "Enflasyon, ekonomik büyümenin katlanılması gereken bir bedelidir!" safsatası ile uyutuldu. Enflasyonist büyüme duvara çarptığı ve kriz kapıyı çaldığı zaman, "Enflasyon, ekonomik büyümenin engelidir!" demeye başladık. Ders aldık mı? Çeyrek asırlık ulusal ve uluslararası deneyim şunu söylüyor: Fiyat istikrarı hedefini göz ardı ederek büyüme ve istihdam sağlamayı hedefleyen para ve maliye politikaları, ileride yeşermesi kesin olan krizlerin tohumunu ektikleri için, nihai olarak kendi hedeflerini telef eden "miyop" politikalardır. Anlamak isteyenlere...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.