Okuyucular, "Et ve tuz sadece Türkiye'de mi kokuyor?" tarzında sorular yöneltiyor. Eti ve tuzu kokutma konusunda yalnız olmadığımız kesin. Uluslararası yolsuzluk endeksleri, böyle olduğunu söylüyor. Tuz sorunu, ABD'de de kendini hissettiriyor. Sam Amca'nın ülkesinde etin ve tuzun nasıl koktuğunu hatırlamak için ünlü 'Enron' örneğine dönelim. Enron, Fortune 500 listesinde beşinci sıradayken iflas etti. Şirketin hisseleri 90 dolardan işlem görüyordu. Kısa bir süre içinde, birkaç sent düzeyine indi. (1996-2001) yılları arasında, Fortune'un, 'ABD'de en yenilikçi şirket' ödülünü aldı. Şimdi, ABD'nin en büyük şirketlerinden Enron'un batış hikayesine tanıklık etmiş bir Türk yöneticinin görüşlerini özetleyelim. Titanic başka, Enron başka 'Enron nasıl ve neden battı, bir gün bu şirketin batacağını söyleseler inanır mıydınız?' sorusuna verilen cevap çok ilginç: "Kimse inanamazdı. Zararlar saklandığı için, aklımızın ucundan bile geçmezdi. Titanic'in batışı gibi diyebiliriz, Titanic bir kazaydı, ama bu değil. Titanic'in patronları gemide delik açmadılar." (Kibri, gururu simgeleyen ve batmaz denilen Titanic, suya indirildiğinde, en büyük yarayı almıştı!.) "Şirketin çelik ve kağıt türevli piyasalar bölümünde yöneticilik yaptım. Enron, olmayan piyasalara girip kimsenin inanmayacağı şekilde faaliyet gösteriyordu. Dünyadaki doğal gaz türevli piyasasını Enron oluşturdu. Çelik de dünyanın en büyük sanayilerinden bir tanesiydi ve türevli piyasası yoktu. Bunu yapan Enron'du." Nasıl battı? "İki neden var. Biri, her piyasanın likit bir şekilde işlem görebileceğine inanmaları ve her piyasaya girip bir şeyler satın almasıydı. Oysa asıl işi doğal gaz ve elektrikti. Çok absürd piyasaların, türevli piyasalarını üretmeye çalıştı. Mesela reklam sektörü gibi. Burada zararları oluştu. Ayrıca iddialara göre Enron yöneticileri, ne zaman zarar eden bir iş olursa, bunu silmek yerine, bilançosunda görünmeyen başka bir ortağa aktarıyordu. Yani zararları kendi üzerinden atıyordu. Sonra da dönem sonunda yüksek bir fiyata geri alıyordu. Buna 'zararı park etmek' denir ve tamamen illegaldir." Zararı park etmek! "Yöneticiler, zararları park ettikleri kendi şirketlerine devredip daha fazla fiyata geri Enron'a sattılar ve kazandılar. Tüm bunlar devam eden yargı sürecindeki iddialar. 2001 Ekim ayında Enron daha önceki yılların deklare edilmeyen zararlarını, deklare etmek zorunda kaldı. S&P de Enron'un kredi notunu yatırım yapılmaz statüsüne düşürdü, şirket borçlarını ödeyemez duruma geldi." "Enron, çalışanlara emeklilik paranı bize yatırırsan, yatırdığın her dolar için ben de bir dolar yatıracağım dedi. Enron'a yatırım yapanlar kaybetti." Beyaz yakalı suçlular... Demek ki efendim, neymiş: Sadece bizde olmuyormuş, Sam Amca'nın ülkesinde de oluyormuş. Onların 'beyaz yakalı suçlular'(white collar criminals) dedikleri kurnaz zevattan bizde de bol miktarda var. ABD'de ortaya çıkan muhasebe ve borsa skandalları ülkenin SPK'sı (Sermaye Piyasası Kurulu) olarak bilinen SEC'i (The U.S. Securities and Exchange Commission) çok zor duruma düşürdü. ABD'de de özerk kurulların ve çeşitli bağımsız denetim kurumlarının, fahiş hatalara imza atabilecekleri anlaşıldı. ABD'nin gelir idaresi olarak bilinen IRS'den (Internal Revenue Service) çok korkan kovboyların, SEC'i uyuttukları ortaya çıktı. Yeter mi?