Sevsinler sizin kuvvetler ayrılığınızı!

Yapma be hemşo! Seni tanıdığımı zannediyordum, şaşırdım kaldım. Herhalde, şaka yapıyorsun. Bildiğimiz kadarıyla, sizin cenaha göre: -Demokrasi, çok su götüren bir ayrandır, ayak takımının despotizmidir. Dahası.. -Her türlü demokratik açılım, üniter devleti tasfiye etme projesinin ilk adımıdır. Doğrusu, merak ettim. Ne oldu da.. -Kontörlü demokrasiden, kuvvetler ayrılığına terfi ettin. Kuvvetler ayrılığını kutsamak sana mı kaldı? *** Siz ki.. -Sahte hassasiyetler hatırına, gerçekten olması gerekenleri bozuk para gibi harcadınız. -Kontörlü demokrasiyi egemen kılmak amacıyla, bir dizi "naylon meşruiyet ve hassasiyet" uydurdunuz. Gerekçeniz belliydi. Halkı boş bırakmaya gelmezdi. Halkınız, davulcuya ya da zurnacıya varabilirdi. Ne var ki, işler istediğiniz gibi yürümedi. Çok sevdiğiniz halkınız, davulcuya da vardı, zurnacıya da! Soğuk Savaş yıllarında kurnazca himaye ettiğiniz kontörlü demokrasiyi gizlemek kolaydı. Dolayısıyla, onunla olan seviyeli bir beraberliği, sarsıntısız bir biçimde sürdürebiliyor, sistemin sorgulanmasını önleyebiliyordunuz. *** Şimdi mi? Şimdilerde işler çok farklı. Mızrak çuvala sığmıyor, zırva tevil götürmüyor, fakat siz, her şeye rağmen bildiğiniz yolda gidiyorsunuz. Mesela.. - Görülen lüzum üzerine, şahsen inanmadıklarınızı halkınıza dayatıyor; her fırsatta, "korku ve kâbus" pompalıyorsunuz. - "Sanıkların idamına, şahitlerin bilahare dinlenmesine.." diye bilinen bir gelenekten geldiğiniz için, 1982 Anayasası ile topluma giydirilen deli gömleğini içinize sindirebiliyorsunuz. -Demokrasiyi, insan haklarını bir "sos ve garnitür" olarak görüyorsunuz; bu kapsamda, "kurnaz ve jakoben" refleksleriniz sık sık nüksediyor. -Gerektiğinde, yargıya da yol gösteriyor, ayar veriyor ve ikaz ediyorsunuz. -Resmi ideolojiye yaslanarak esip savurmak, sizin için rutin bir göreve dönüşmüş durumda. Liste uzatılabilir. *** Diyeceğimiz şudur: -Böylesine defolu bir sicilin gölgesinde, içi boşaltılmış ve bayat bir kuvvetler ayrılığı söylemiyle, hiçbir yere varamazsınız. Son tahlilde.. -Kurnazlık, kısa yorgan gibidir; ne kadar çekerseniz çekin, akılsızlığınız bir yerden mutlaka sırıtır. Kendinize geliniz, insanımızı rahat bırakınız. Anlaştık mı?