Sezaryen olmadan da oluyormuş!

A -
A +

Farkında mısınız? Sezaryene gerek kalmadı. Bu sefer, son derece normal bir doğum gerçekleşti. Merkez Bankası Başkanı, sarsıntısız ve sıkıntısız bir biçimde atandı. Hayırlı olsun! İsterseniz, bu vesileyle, bazı hususları bir kere daha hatırlayalım. Para teorisi ve para politikası alanında yazılmış kitaplar, genellikle şöyle bir cümleyle başlar: -Para, kendi kendini yönetemez. Yönetilmelidir! Ülkemizde, paranın yönetiminden Merkez Bankası (MB) sorumlu. MB, para politikası araçlarını seçmekte ve uygulamakta özerk bir kurum. Özerkliğin çerçevesini, "saydamlık ve hesap verme sorumluluğu" diye belirlenen iki ilke çiziyor. Böylece, özerkliğin bir "yetki ve sorumluluk" paylaşımı olduğu ortaya çıkıyor. *** Mesela.. Merkez Bankası Kanunu'nun 4. Maddesinde düzenlenen temel görev ve yetkiler çerçevesinde, Banka'nın temel amacının "fiyat istikrarı" olduğu ve "fiyat istikrarı amacı ile çelişmemek kaydıyla, Hükümet'in büyüme ve istihdam politikalarını destekleyebileceği" hususu vurgulanıyor. Aşağıdaki madde, özerkliğin omurgasını oluşturuyor: Madde 56-(25.4.2001, 4651 sayılı Kanun ile değiştirilen şekli) "Banka, Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarına avans veremez ve kredi açamaz, Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarının ihraç ettiği borçlanma araçlarını birincil piyasadan satın alamaz..." *** Kısaca ifade etmek gerekirse.. Özerklikle birlikte, MB, kamu kesimi finansman açıklarının gölgesi altında para politikası izlemekten ya da enflasyonist maliye politikalarını tescil etmekten kurtulmuş oluyor. Geçmişte böyle miydi? Hayır! Vaktiyle.. MB'nin para politikasını, sorumsuz hükümetlerin kamu açıklarının finansmanı belirliyordu. MB'nin, "kamu açıklarının doğurduğu enflasyonist baskıyı" tescil etmekten başka bir alternatifi yoktu. Dahası.. Hazineye açılan "kısa vadeli avans" ve Hazine gibi kullanılarak göreve zararlarıyla çökertilen kamu bankaları, popülist siyasetin finansmanına odaklanan diğer köşe taşlarıydı. *** Peki, MB hiç eleştirilemez mi? MB, kutsal inek değil, elbette eleştirilebilir; gerektiğinde eleştirilmelidir. Ne var ki.. -Para otoritesini "popülizmin bataklığına çekmeyi kurgulayan bayat kurnazlıklara" tevessül edilmemeli. -MB'nin ilgili mevzuatında "tanımlanan özerkliği" ile "fiili özerkliği" arasında fark olmamalı. Soralım: -Dünya üzerinde, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı telef ederek, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma yörüngesine girebilmiş bir tane ülke var mı? Bilen varsa, lütfen söylesin. Tenevvür edelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.