Sevinenler de var, üzülenler de. Aslında değişen bir şey yok; tarih tekerrür ediyor. Milletvekili aday listelerinden bahsediyorum. İsterseniz, X, Y ve Z partilerinin kulislerine kulak kabartalım. Hayal kırıklıklarından ve züğürt tesellilerinden bir demet sunalım. Bakınız neler söylemişler: X PARTİSİ >> Eskiden, "ideoloji sabit, parti müteharrik" diyorduk, şimdi her ikisi de "müteharrik". Siyasetin çivisi çıktı. >> Adam, koalisyona hazırlanıyor. Muhtemel, daha doğrusu muhayyel ortağını, kendi partisinden liste başı yapmış. Biz bu halkın karşısına nasıl çıkarız? >> Bana, "Beşinci sıradan garantisin" dediler, listeye bile giremedim. Bu akşam sevinçten içecektim; şimdi ise kederden! >> Genel Başkan, "Senden danışman olarak yararlanmak istiyoruz!" diyor. Bu kadar pişkinlik olur mu? Milletvekili olsaydık, danışmanlık yapamaz mıydık? Lâf ola, beri gele. >> Siyaset kararı verdiğimde, özgürlüğümün kısıtlandığını, liderin iki dudağı arasına sıkıştığımı hissetmiştim. İyi oldu da aday olmadım. Üniversiteye döneceğim. Oh be, dünya varmış! >> İktidar olabilirsiniz, ama muktedir olamazsınız, bunu iyi bilin. >> Geniş halk kitlelerine yönelik, ikna edici bir söylem geliştiremedik. >> Bunlara inanmakla çok hata ettim. Bağımsız koysaydım, kesin kazanırdım. Y PARTİSİ Komitacı dedem, "Yiyeceğin adamı, yanına alacaksın" derdi. Beni de öyle yediler. Ne diyelim? Men dakka, dukka!(*) >> Vitrin düzenleme adına, teşkilatın en değerli adamlarını biçtiler. Vitrini kararttılar. Biz olmasaydık, kongrede perişan olurlardı. >> Vatandaş vitrine değil, öze bakıyor. Vitrine koyduğun adam, seçildikten sonra seni yalnız bırakır. Barajı aşacağımızı sanmıyorum, ama listenin sonunda olduğumu öğrenince kollarım uyuştu, soğuk terler döktüm, tam anlamıyla yıkıldım. İki ay önce "Sen, Cumhurbaşkanı olacak bir adamsın..." diye gaz verdiler. Peki ya şimdi? Çoluk çocuğa rezil olduk. >> Bu sistemde, ne "temsilde adalet" ve ne de "yönetimde istikrar" mümkün. >> Partimizin omurgası telef oldu. Omurgasız ve vizyonsuz parti olur mu? >> Böylesine saçma bir aday belirleme süreci görmedim. Anlaşıldı, bunların amacı, halkı siyasetten uzak tutmak. Z PARTİSİ >> Kardeşim, biz tam anlamıyla tefessüh etmişiz, haberimiz yok. Ayak oyunları dalında olimpiyatlara girsek, rekor üstüne rekor kırarız. >> Eğri oturalım, doğru konuşalım. Bizim parti, ilk önce adını değiştirmeli. Şu tabelayı indirip, üzerine "Adem-i İktidar Partisi" yazmalı. >> Mevcut kadro ile tulum çıkarırız herhalde. Bu adamlarla politika yapılır mı? >> Burası parti mi, yoksa çadır tiyatrosu mu, belli değil. >> Patrondan selam götürdük. Lider somurttu: "Sen, beyefendinin gönderdiği yedinci adamsın!" Niyet belli, patron bizden kurtulmak istiyor. >> Sayın lider bile neredeyse bağımsız koyacaktı, ama karizmayı çizdirmekten korktu. >> Cumhurbaşkanlığı seçimi, iktidarı değil, bizi bitirdi; siyasetin dışına itti. >> Siyaset tek kale maça benzedi. Hem muhalefetiz, hem eriyoruz. Eriyen bir partiden aday olsan ne yazar? **** Sıkıldınız mı? Liste mağduru bir politikacı şöyle diyor: -Başkan Reagan, "Politika, dünyanın en eski ikinci mesleğidir; ama birincisine çok benzer" derken, galiba haklıydı. Bir başka küskün itiraz ediyor: -Böyle bir nitelemeye katılamam. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Başta kendim olmak üzere, tüm politikacıları tenzih ederim. Politikaya ve politikacıya itibar kazandırmamız lâzım. *** Vaziyet böyle. Hayal kırıklığına uğramamanın bir tek yolu var: Hayal kurmamak! Kolay mı? Çok zor. .......... (*) Eden bulur; çalma kapımı, çalarlar kapını..